I. Dünya Savaşı’nın olumsuz etkileri 1917 Martından itibaren çarlık yönetimi üzerinde büyük bir baskı oluşturdu. Zor durumda kalan Çar II. Nikola tahttan çekildi. Duma (meclis) tarafından geçici bir hükümet kuruldu. Bolşevikler, sürgündeki Lenin’in Petersburg’a dönmesiyle geçici hükümeti devirmeye karar verdiler. “Barış, toprak ve ekmek” vadeden Bolşeviklere desteğin her geçen gün artması sonucunda geçici hükümeti deviren Bolşevikler Ekim 1917’de yönetimi ele geçirdi. Lenin, 3 Mart 1918’de Brest Litovsk Antlaşması’nı imzalayarak I. Dünya Savaşı’ndan çekildi.
Lenin, ülke ekonomisini güçlendirmek için (NEP) olarak adlandırılan Yeni Ekonomi Politikası‘nı ilan etti.
Bilgi: NEP’e göre,
- Tarım ürünlerine el koyma uygulaması kaldırılarak köylülere ürünlerini pazarlama hakkı sağlandı.
- Yirmi kişiden az çalışanı olan küçük sanayi işletmelerinin devletleştirilmesinden vazgeçildi.
- Yabancı sermayenin ülkeye girişini kolaylaştıracak çalışmalar yapıldı.
- Bankalar, fabrikalar ve ulaşım üzerindeki devlet egemenliğinin devam etmesi kararlaştırıldı.
Eski Rus İmparatorluğu’nun federasyona dönüştürülmesiyle birlikte 1 Ocak 1923’te Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) adını alan devlet, otuza yakın farklı statüdeki topluluğu bünyesinde topladı. Lenin’in 1924’te ölümünün ardından iktidarı ele geçiren Stalin, Rusya’nın kendi öz kaynaklarıyla kalkınmasını sağlamak için 1928’de Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planı’nı uygulamaya koydu.
Bilgi: Beş Yıllık Kalkınma Planları doğrultusunda,
- Köylülerin küçük toprakları makinelerle donatılmış büyük çiftlikler şeklinde birleştirilerek “kollektifleştirme” politikası izlendi.
- Eski fabrikaların modernleştirilmesiyle ağır sanayide hızlı bir ilerleme kaydedildi.
- Traktör imalatı ve demir çelik alanlarında fabrikalaşmaya öncelik verildi.
- Sibirya’daki petrol, gaz ve maden rezervleri işletmeye açıldı.
SSCB’den Ayrılan İlk Türk Devleti
- Azerbaycan: 30 Ağustos 1991’de bağımsızlığını ilan ederek Sovyetler Birliği’nden ayrılan ilk Türk devleti oldu. Aynı yıl 18 Ekim’de Azerbaycan’ın bağımsızlığı Azerbaycan parlamentosu tarafından da onaylandı.
SSCB’nin Dağılmasıyla Kurulan ve Bağımsızlığını Kazanan Türk Devletleri
- Azerbaycan
- Bağımsızlık Tarihi: 30 Ağustos 1991 (Resmi olarak 18 Ekim 1991’de bağımsızlık onaylandı)
- Başkent: Bakü
- Resmi Dil: Azerbaycan Türkçesi
- Kazakistan
- Bağımsızlık Tarihi: 16 Aralık 1991
- Başkent: Astana (eski adıyla Nur-Sultan)
- Resmi Dil: Kazakça
- Kırgızistan
- Bağımsızlık Tarihi: 31 Ağustos 1991
- Başkent: Bişkek
- Resmi Dil: Kırgızca
- Özbekistan
- Bağımsızlık Tarihi: 1 Eylül 1991
- Başkent: Taşkent
- Resmi Dil: Özbekçe
- Türkmenistan
- Bağımsızlık Tarihi: 27 Ekim 1991
- Başkent: Aşkabat
- Resmi Dil: Türkmence
Özetle
SSCB’nin dağılmasıyla bağımsızlığını kazanan Türk devletleri şunlardır:
- Azerbaycan
- Kazakistan
- Kırgızistan
- Özbekistan
- Türkmenistan
Rusların Orta Asyayı İstilası ve Türk Topluluklarının Durumu
Türk hanlıklarının kendi iç mücadelelerinden yararlanan Ruslar XVIII. yüzyılın sonlarına doğru, Uygur Türklerinin yaşadığı Doğu Türkistan hariç, Türk hanlıklarının tamamını ele geçirdiler.
Çarlık yönetiminin baskıcı idaresine karşı çıkan 1905 İhtilali sonrasında Türkler, millî kültürlerini geliştirme imkanı buldular. Yusuf Akçura ve İsmail Gaspıralı’nın gayretleriyle “Rusya Müslümanları Kongreleri” toplandı. Bu çalışmalar sonucunda Müslüman Birliği Partisi kurularak Duma’ya temsilci gönderildi.
Rus Çarlığı’ndan siyasi ve kültürel haklarının verilmesini isteyen Türkler, bu istekleri reddedilince Millî İstiklal Ayaklanması‘nı başlattılar (1916).
SSCB’nin kurulduğu dönemdeki karışıklıklardan yararlanan Türk toplulukları bağımsızlıklarını ilan ettiler. Bu durumdan rahatsız olan Sovyet yönetimi Türk devletleri üzerinde doğrudan hakimiyet kurmaya başladı.
Bilgi: SSCB, Rus olmayan milletleri bir potada kaynaştırmak ve onların millî duygularını yok etmek için asimilasyon politikası izlemiştir. Bu doğrultuda Sovyet yönetimi,
- Rus kitaplarında “Türkistan” isminin kullanımını yasakladı.
- Türkistan’ı beş ayrı cumhuriyete böldü. Türk toplulukları içinde Özbekçilik, Kazakçılık, Türkmencilik, Kırgızcılık gibi boy duygularını ortaya çıkaran çalışmalar yaptı.
- Din adamı yetiştiren okul ve medreseleri kapattı.
- Yüz binlerce Türk’ü işçi sıfatıyla Sovyetlerin diğer bölgelerine yerleştirirken Türkistan’a Ruslar ve diğer milletlerden insanları yerleştirdi.
- Türkiye ile Türkistan’ın kültürel bağlarını koparmak için
1924’te Latin alfabesini kabul etti. 1928’de Türkiye’nin Latin alfabesini kabul etmesi üzerine Türkler için “Rus Kril” harfleriyle karışık Latin harf sistemine geçti.
Gazavât (Müridizm) Direniş Hareketi
Kuzey Kafkasya Müslümanlarının XVIII. yüzyıl sonlarında Ruslara karşı başlattıkları tasavvufi kökenli siyasî harekettir. Nakşibendî tarikatı mensupları öncülüğünde başlatılan bu dinî-millî direniş hareketini Ruslar müridizm olarak adlandırmış, Müslümanlar ise giriştikleri bu mücadeleye gazavât adını vermişlerdir. Müridizm hareketi birçok dilin konuşulduğu, etnik kökeni farklı halk ve kavimlerin yaşadığı Kuzey Kafkasya’yı bağımsızlık ideali etrafında birleştirmeyi hedeflemiştir.
Çeçen asıllı İmam Şeyh Mansûr’un 1785’te Çeçenistan’da başlattığı gazavât, Nakşibendîler’in önderliğinde Kadirîlerin de desteğiyle ve çeşitli aralıklarla 1920 yıllarına kadar devam etmiştir. Bu hareket sonunda bağımsız bir Kafkasya devleti hedefi gerçekleşmemişse de Müslüman Kafkasya halkları arasında ortak bir vatan bilinci gelişmiştir. Rus işgaline karşı direnişiyle ün kazanan Şeyh Şamil bu hareketin sembol isimlerindendir. Osmanlı Devleti Mayıs 1854’te, Şeyh Şâmile Dağıstan serdar-ı ekremi unvanını vermiştir.
Müridizm, 1917-1922 yılları arasında Sovyet yönetimi tarafından millî bir kurtuluş hareketi, ilerici ve demokratik bir direniş olarak değerlendirilmiş, Çarlık yönetiminin Kafkasya’ya saldırısı emperyalist bir eylem şeklinde görülüp lanetlenmiştir. Ancak bu görüş, II. Dünya Savaşı yıllarında Sovyet halklarının millî uyanışına yol açacağı endişesiyle terk edilmiş, başta Müridizm olmak üzere sosyalist içerikli olmayan millî kurtuluş hareketleri feodal
ve burjuva hareketleri diye nitelendirilmiştir. Sovyetler Birliği Bilimler Akademisinin 1956 Kasımında Moskova’da düzenlediği Tarihçiler Konferansı’nda Müridizm’in konusu tartışılmış, sonuç bildirgesinde Müridizm, Çar otokrasisine karşı antiemperyalist bir hareket şeklinde tanımlanmış, Çarların politikasının zorbalık, bölgenin Sovyetlere katılmasının ise ilericilik olduğu belirtilmiştir.
Basmacı Hareketi
Basmacı tabiri “baskın yapan, hücum eden” manasına gelmektedir. Çarlık Döneminde Ruslar bu tabiri Türkmenistan, Başkurdistan ve Kırım’da faaliyet gösteren kuvvetler için kullanmıştır.
Basmacı Hareketi’nin tek amacı Rusları Türkistan’dan çıkararak bağımsızlığına kavuşturmaktı. Sovyet Rusya ile Basmacılar arasındaki mücadeleler, Enver Paşa’nın Kasım 1921 ‘de Türkistan’a gelip Basmacılara katılmasıyla daha da şiddetlenmiştir.
Enver Paşa’nın Ağustos 1922’de şehit olmasının ardından Basmacı Hareketi 1931 yılına kadar sürmüşse de başarılı olamamıştır. 5 Aralık 1936’da Batı Türkistan’da SSCB’ye bağlı Kazakistan, Özbekistan Kırgızistan ve Türkmenistan Cumhuriyetleri kurulmuştur.
Bilgi: Yusuf Akçura, İsmail Gaspıralı, Enver Paşa, Zeki Velidi Togan Basmacı Hareketi’nin içinde faaliyet gösteren önemli isimlerdendir.