Söz Sanatları (Edebi Sanatlar) 9. Sınıf Edebiyat

Edebi eserlerde kullanılan söz sanatları, anlatımı güçlendirmek, okuyucunun ilgisini çekmek ve duygusal etki yaratmak amacıyla kullanılan özel anlatım teknikleridir. Söz sanatları sayesinde metinler daha etkileyici hale gelir ve anlatılmak istenen duygu veya düşünce daha çarpıcı bir şekilde ifade edilir. 9. sınıf edebiyat dersinde işlenen söz sanatları konusuyla, öğrenciler edebi eserlerde teşhis (kişileştirme), mübalağa (abartma), istiare (eğretileme), tezat (karşıtlık), kinaye (değinmece) gibi sanatsal teknikleri tanıyarak metinlerde bu sanatları ayırt etme becerisi kazanırlar.

9. Sınıf Söz Sanatları (Edebi Sanatlar) Testleri

9. Sınıf Söz Sanatları (Edebi Sanatlar)

Söz sanatları, bir duygu veya düşüncenin etkili bir şekilde ifade edilmesini sağlayan, dile estetik ve zenginlik katan anlatım biçimleridir. Şiirde, düz yazıda ve günlük konuşmalarda sıklıkla karşımıza çıkarlar. 9. sınıf edebiyat dersinde öğrenilmesi gereken başlıca söz sanatları şunlardır:

1. Teşbih (Benzetme)

İki farklı varlık, kavram veya olay arasında ortak bir özellik bularak, zayıf olanı güçlü olana benzetme sanatıdır.

Benzetmenin dört temel öğesi bulunur:

  • Benzeyen: Zayıf olan unsur.
  • Kendisine Benzetilen: Güçlü olan unsur.
  • Benzetme Yönü: Benzerliğin hangi yönden olduğu.
  • Benzetme Edatı: Benzetme bağını kuran kelime (gibi, kadar, sanki, misali, andırır vb.).

Örnek:

“Mehmet, aslan gibi güçlü bir askerdi.”

  • Benzeyen: Mehmet
  • Kendisine Benzetilen: Aslan
  • Benzetme Edatı: gibi
  • Benzetme Yönü: Güçlü olması

Not: Bu dört unsurun hepsi bir arada bulunmak zorunda değildir. Genellikle benzeyen ve kendisine benzetilen unsurlar yeterlidir. Buna “istiare” denir.

2. İstiare (Eğretileme)

Teşbihin temel öğelerinden sadece birinin kullanılmasıyla yapılan benzetme sanatıdır. İstiarede, benzetilenin ya da kendisine benzetilenin adını anmadan, onun yerine başka bir şey kullanılır.

İki türü vardır:

  • Açık İstiare: Sadece kendisine benzetilenin kullanıldığı istiaredir. Örnek:

    Aslanlarımız düşmanı bozguna uğrattı.” (Burada “askerler” söylenmemiş, onun yerine “aslanlar” kullanılmıştır.)

  • Kapalı İstiare: Sadece benzeyenin kullanıldığı istiaredir. Örnek:

    “Kediler miyavlayarak dertlerini anlattı.” (Kedinin derdi olmaz, dert insanlara ait bir duygudur. Kedi kişileştirilmiştir.)

3. Teşhis (Kişileştirme)

İnsan dışındaki varlıklara, canlı ya da cansız nesnelere insanlara özgü özellikler verilmesi sanatıdır.

Örnek:

Güneş bize gülümsüyordu.” (Gülümsemek insana özgü bir eylemdir.) “Rüzgar usulca fısıldıyordu.” (Fısıldamak insana özgü bir eylemdir.)

4. İntak (Konuşturma)

İnsan dışındaki canlı veya cansız varlıkları konuşturma sanatıdır. Genellikle teşhis sanatıyla birlikte kullanılır.

Örnek:

“Bülbül ağaca ‘Ne kadar da güzelsin!’ diye seslendi.” (Bülbül konuşturulmuştur.) “Deniz, dalgalarla karaya ‘Sana hasret kaldım.’ diye fısıldıyordu.” (Deniz konuşturulmuştur.)

5. Mecaz-ı Mürsel (Ad Aktarması)

Bir sözcüğün, ilgili olduğu başka bir sözcüğün yerine kullanılması sanatıdır. Benzetme amacı gütmez. Genellikle parça-bütün, iç-dış, yazar-eser, yer-insan ilişkisiyle kurulur.

Örnek:

Soba yanıyor.” (Sobanın kendisi değil, içindeki odunlar yanmaktadır. İç-dış ilişkisi.) “Orhan Veli’yi okudum.” (Orhan Veli’nin kendisini değil, eserlerini okudum. Yazar-eser ilişkisi.) “Türkiye, maçı kazandı.” (Türkiye’nin kendisi değil, milli takımımız kazandı. Yer-insan ilişkisi.)

6. Tezat (Karşıtlık)

Birbirine zıt, karşıt anlamlı kelime veya kavramların bir arada kullanılması sanatıdır.

Örnek:

Ağlarım hatıral geldikçe gülen halime.” (Ağlamak ve gülmek kelimeleri karşıt anlamlıdır.) “İyiliğin de kötülüğün de bedeli vardır.” (İyilik ve kötülük kelimeleri karşıt anlamlıdır.)

7. Kinaye (Dokundurma, Üstü Kapalı Söyleme)

Bir sözün hem gerçek hem de mecaz anlamını düşündürecek şekilde kullanılmasıdır. Ancak kastedilen, mecaz anlamdır. Genellikle bir kişiyi veya durumu iğnelemek, eleştirmek için kullanılır.

Örnek:

“Çok cesur bir insandır, bu yüzden hiçbir zaman konuşmaz.” (Korkak olduğu kastedilmektedir.) “O kadar çalışkandır ki, bir işi bile bitirmez.” (Tembel olduğu kastedilmektedir.)

8. Mübalağa (Abartma)

Bir varlığı, durumu veya olayı olduğundan çok daha büyük, çok daha küçük, çok daha fazla veya çok daha az gösterme sanatıdır.

Örnek:

“Sanki dünyalar kadar işim var.” (İşinin çok fazla olduğu abartılmıştır.) “Bir of çeksem, karşıki dağlar yıkılır.” (Of çekmenin etkisi abartılmıştır.)

9. Hüsnütalil (Güzel Nedene Bağlama)

Bir olayın gerçekleşmesini, gerçek nedeninin dışında daha hoş, daha güzel bir nedene bağlama sanatıdır.

Örnek:

“Sen geldin diye, çiçekler daha bir güzel açtı.” (Çiçeklerin açması doğal bir durumdur, ancak burada gelme olayına bağlanmıştır.) “Su birikintileri, gökyüzünü seyretmek için yeryüzünde kalmışlardı.” (Su birikintisinin kalma sebebi buharlaşamamasıdır, ancak burada gökyüzünü seyretmek olarak güzel bir nedene bağlanmıştır.)


Söz Sanatları Çözümlü Örnek Test Soruları

Soru:

“Yaz ortasında, sıcak bir günün ardından gelen yağmur, kuru toprakta yankılanan melodik bir ezgi gibiydi. Yağmur damlaları, toprağa hasretle kavuşuyor, her bir damla gökyüzünden düşerken adeta bir sevda şarkısı söylüyordu. Çiçekler, her damlayı özlemle içine çekiyor, doğa yağmurun gelişiyle yeniden canlanıyordu.”

Metindeki söz sanatları göz önünde bulundurulduğunda, aşağıdakilerden hangisi doğrudur?

A) “Yağmurun ezgi gibi yankılanması” ifadesinde “mübalağa” sanatı yapılmıştır.
B) “Toprağa hasretle kavuşan yağmur” ifadesi “istiare” sanatına örnektir.
C) “Çiçeklerin her damlayı özlemle çekmesi” ifadesinde “teşhis” sanatı yapılmıştır.
D) “Doğanın canlanması” ifadesinde “tezat” sanatı vardır.
E) “Yağmurun sevda şarkısı söylemesi” ifadesi “kinaye” sanatını içerir.

Cevap: C

Çözüm: “Çiçeklerin her damlayı özlemle çekmesi” ifadesinde, insana özgü bir duygu olan “özlem” çiçeklere atfedilmiştir. Bu, kişileştirme (teşhis) sanatına bir örnektir.

Soru:

“Akşamın alaca karanlığında, rüzgar ağaçların yapraklarını usulca sallıyordu. Gökyüzü yavaşça kararıyor, yıldızlar birer birer ortaya çıkıyordu. Sessiz sokaklarda, hüzünlü bir ezgi gibi yankılanan rüzgar, sanki geçmişin unutulmuş anılarını fısıldıyordu.”

Bu metindeki söz sanatları dikkate alındığında, aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur?

A) “Yıldızların ortaya çıkması” ifadesinde “tezat” sanatı kullanılmıştır.
B) “Rüzgarın hüzünlü ezgi gibi yankılanması” ifadesi “istiare” sanatına örnektir.
C) “Rüzgarın geçmişin anılarını fısıldaması” ifadesinde “teşhis” sanatı yapılmıştır.
D) “Akşamın alaca karanlığında” ifadesinde “kinaye” sanatı vardır.
E) “Ağaç yapraklarının sallanması” ifadesi “mecaz” sanatını içerir.

Cevap: C

Çözüm: “Rüzgarın geçmişin anılarını fısıldaması” ifadesinde, cansız bir varlığa (rüzgar) insana özgü bir özellik atfedilmiştir; bu durum “teşhis” sanatını örneklemektedir.

Soru:

“Baharda açan her çiçek, sanki doğanın bir hediyesi gibiydi. Güneş, ağaçların dallarını sımsıcak kucaklıyor, çiçekler ise bu sıcağı içine çekerek büyüyordu. Her yaprak, toprağa düşerken adeta doğaya minnetle eğiliyordu.”

Bu metindeki söz sanatları göz önünde bulundurulduğunda aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?

A) “Güneşin dalları kucaklaması” ifadesinde “teşhis” sanatı vardır.
B) “Her çiçeğin doğanın bir hediyesi olması” ifadesinde “kinaye” sanatı vardır.
C) “Yaprakların toprağa minnetle eğilmesi” ifadesinde “kişileştirme” sanatı kullanılmıştır.
D) “Çiçeklerin sıcağı içine çekmesi” ifadesinde “istiare” sanatı vardır.
E) “Doğanın hediyesi olarak çiçeklerin açması” ifadesinde “mecaz” sanatı vardır.

Cevap: B

Çözüm: “Doğanın bir hediyesi” ifadesi kinaye değil, istiare sanatına örnektir. Diğer ifadelerde verilen sanatlar doğrudur.

Soru:

“Gözyaşları sel oldu, bütün dünyayı kapladı.” cümlesinde hangi söz sanatı kullanılmıştır?
A) Teşbih (Benzetme)
B) Mübalağa (Abartma)
C) Kinaye
D) Tezat
Cevap: B
Çözüm: “Gözyaşları sel oldu” ifadesinde abartma yapılmıştır; gözyaşlarının dünyayı kaplayacak kadar fazla olduğu söylenmiştir.

Soru:

“Gül dalında boynu bükük kaldı.” cümlesinde hangi söz sanatı vardır?
A) Kişileştirme
B) Tezat
C) Kinaye
D) Teşhis
Cevap: A
Çözüm: “Boynu bükük” ifadesiyle gül, insanlar gibi üzgün gösterilerek kişileştirilmiştir.

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

Söz Sanatları (Edebi Sanatlar) 9. Sınıf Edebiyat Konu Anlatımı Örnekler Çözümlü Sorular