Türkiye’de Dış Kuvvetler 10. Sınıf Coğrafya


Kategoriler: 10. Sınıf Coğrafya, Coğrafya, Doğal Sistemler 10. Sınıf

Konu anlatımı videoları sayfanın en sonunda bulunmaktadır.

Türkiye’de Yer Şekillerinin Oluşumuna Dış Kuvvetlerin Etkisi (Akarsular, Rüzgârlar ve Buzullar)

Hatırlanacağı gibi dış kuvvetler, iç kuvvetler tarafından meydana getirilen yer şekillerini aşındırarak, taşıyarak ve çukur yerlerde biriktirerek yer yüzeyini deniz seviyesine getirmeye çalışıyorlardı. Yine dış kuvvetlerin etki alanları bulundukları enleme bağlı olarak ya akarsuların ya rüzgârların ya da buzulların faaliyetlerini ön plana çıkartıyordu. Türkiye, Orta Kuşak’ta ve Ekvator’a yakın olduğundan akarsuların faaliyetleri diğer aşındırıcı etmen ve süreçlere göre daha önemlidir. Türkiye’de en az etkili dış kuvvet ise buzullardır.

a) Türkiye’de Akarsuların Oluşturduğu Yer Şekilleri

Türkiye’de yukarıda da ifade ettiğimiz gibi yeryüzünü şekillendiren en önemli dış kuvvet, akarsulardır.

  • Türkiye’nin iklim özellikleriyle yüksek ve engebeli bir ülke olması, akarsuların etkisini arttırmıştır.
  • Türkiye’de görülen en önemli akarsu aşınım şekli, vadidir.
  • Aşındırmanın fazla olduğu eğimli dağ yamaçlarında meydana gelen tabansız çentik vadiler, daha çok Doğu Anadolu ve Toros Dağları ile Doğu Karadeniz Dağları’nın denize bakan yamaçlarında görülür.
  • Eğimin azaldığı, yana aşındırmanın arttığı ve akarsuyun taşıdığı materyalleri biriktirmesi sonucu meydana gelen tabanlı vadilere, iç bölgelerdeki düzlük alanlarla kıyı kesiminde dağların denize dik uzandığı Ege Bölümü’nde sıklıkla rastlanır.
  • Yüksek dağ sıralarını enine kesen boğaz veya yarma vadilere; Yeşilırmak’ın Canik Dağları’nı, Fırat’ın Güneydoğu Torosları geçerken rastlandığı gibi Doğu Anadolu’daki ırmaklar üzerinde de güzel örnekleri mevcuttur. Çubuk, Gülek, Sertavul, Geyve, Kop ve Ilgaz geçitleri de birer boğaz vadidir.

  • Türkiye’de karstik arazilerin yaygın olduğu ve farklı aşınan arazilere sahip olan yerlerde kanyon vadiler meydana gelir. Bu vadilere Akdeniz Bölgesi, Güney Ege ve Göller Yöresi’nde rastlanır. Valla Kanyonu (Kastamonu), Köprü Çay (Köprülü Kanyon Antalya), Eşen Çayı-Saklıkent Kanyonu (Muğla), Ulubey Kanyonu (Uşak), Göksu Irmağı (Göksu Kanyonu-Mersin) Göynük Kanyonu (Antalya) gibi.
  • Türkiye’de ortalama yükseltinin ve eğimin fazla olduğu yerlerde görülen eğim kırıklıklarına bağlı olarak Tortum (Erzurum), Manavgat, Kurşunlu, Düden, Karpuzkaldıran (Antalya), Kapuzbaşı (Kayseri) gibi çağlayanlar ve dev kazanlarıyla karşılaşılır.
  • Kurak ve yarı kurak bölgelerde volkanik arazilerin yaygın olduğu yerlerde, ilkbaharda meydana gelen sellere bağlı olarak kırgıbayır adı verilen yer şekillerine rastlanır. Bu şekilleriyle İç Anadolu, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde karşılaşılır.

  • Niğde-Nevşehir çevresinde; Ürgüp ve Göreme’de Ihlara Vadisi ve Kapadokya’da farklı dirençli kayaçların ve kırgıbayır topoğrafyasının üzerinde peri bacaları meydana gelmiştir. Ayrıca Van Başkale ilçesiyle, Kayseri ve Aksaray illerinde de peri bacaları bulunmaktadır.
  • En önemli akarsu aşındırma şekillerinden olan platolar ise; İç Anadolu, Güneydoğu Anadolu ve İç Batı Anadolu’da yaygındır.
  • Tektonik kökenli ovalarla çöküntü alanlarıyla faylar boyunca karşılaşırken, delta ovalarına; Orta Karadeniz’de (Bafra ve Çarşamba), Ege Bölümü’nde (Bakırçay, Gediz, Küçük Menderes, Büyük Menderes) ve Akdeniz kıyılarında (Köyceğiz, Tarsus Çukurova) rastlanır. Çukurova Türkiye’nin en büyük delta ovasıdır.
  • Birikinti konileriyle dağ eteği ovalarına başta İç Anadolu BöIgesi’ni çevreleyen dağların etekleriyle, etrafı dağlarla çevrili Iğdır ve Erzurum gibi Doğu Anadolu’daki birçok ilde rastlanır. Bu yerler su kaynaklarının zenginliği nedeniyle birçok köy ve kasabanın kuruluş yeri olmuştur. Ülkemizde en tipik dağ eteği ovalarına, Nur Dağları’nın Akdeniz’e bakan yamaçlarında İskenderun-Erzin arasında rastlanır.
  • Ayrıca gerek plato gerekse ovalık yüzeylerde akış gösteren akarsularda, yataklarının da genişlemesine bağlı olarak Fırat Nehri ve Kızılırmak’ta olduğu gibi ırmak adaları meydana gelir.

  • Taban seviyesine yaklaşıp eğimi azaldığından büklümler yaparak (menderes çizerek) faaliyet gösteren akarsulara; Ege Bölümü ve Orta Karadeniz’de rastlanır.
  • Taraçalı vadilere ise, Anadolu yüzeyinde faaliyet gösteren neredeyse bütün akarsularda rastlanır.

KRİTİK: Türkiye’de taraçalı vadilere çok geniş alanlar boyunca rastlanmasının nedeni; Türkiye arazisinin 2. Jeolojik zamanda aşınım düzlüğü haline gelmişken, 3. Zaman sonlarıyla 4. Zaman başlarında toptan yükselmesidir.

b) Türkiye’de Rüzgârların oluşturduğu Yer Şekilleri

  • Türkiye’de kumullara Konya-Karapınar çevresiyle kıyı kumsallarında rastlanır. Kıyı kumsallarına başta Ege kıyıları olmak üzere Orta Karadeniz ile Marmara ve Akdeniz kıyılarında yer yer rastlanır.
  • Türkiye’de mantar kaya adı verilen rüzgâr aşındırma şekline, bitki örtüsünün fakir olduğu rüzgârlara açık yerlerde rastlanır. İç ve Doğu Anadolu bölgeleri gibi.

c) Türkiye’de Buzulların Oluşturduğu Yer Şekilleri

  • Türkiye’de buzul şekillendirmesine; buzul dönemlerinde (Pleistosen’de) Batı Anadolu’da 2200 m, Doğu Karadeniz’de 2500 m ve Doğu Anadolu’da 3000 metrelerden sonra karşılaşılır. Günümüzde ise kıyılarda 3200 m, İç Anadolu’da 3500 m ve Doğu Anadolu’da 4000 metrenin üstünde olan yerlerde buzul şekillendirmesi yaşanır. Bu alanlarda buzul şekillerinden sirk, buzul vadisi ve takke buzullarıyla yer yer moren depoları gibi yer şekilleriyle karşılaşılır. Bu şekillere özellikle Ağrı, Buzul, Cilo, Sat, Kaçkar, Erciyes ve Aladağlar gibi yüksekliği 4000 metreler civarında olan dağlarla, Batı ve Orta Torosların bazı zirvelerinde ve Bursa-Uludağ’da rastlanır.

Türkiye’de Yer şekillerinin Oluşumunda Dış Kuvvetlerin Etkisi (Karstik Şekiller, Kıyı Şekilleri ve Kütle Hareketleri)

1. Türkiye’de Karstik Şekiller

  • Türkiye’de suda kolaylıkla çözünebilen kayaçların yaygın olduğu karstik şekillere Batı ve Orta Toroslar ve Güney Ege ile İç Anadolu’nun güneyi ve Göller Yöresinde rastlanır.
  • Eğimli arazilerde lapyalara, eğimin azaldığı yerlerde de dolin, uvala ve polyelere rastlanır. Anadolu’da dolinlere tava, kokurdan ve koyak gibi isimler verilir.

  • Obruklara ise Obruk Platosu’nun dışında da rastlanır. Bunların en tanınmışı Silifke yakınlarındaki turistik Cennet ve Cehennem obruklarıdır. Bunların pek çoğu, çözünmeye ek olarak, karstik yer altı mağaralarının tavanının çökmesi sonucunda oluşur. Ayrıca Konya Kızören Obruğu 145 metre derinliği ve oluşan obruk gölüyle de çok karakteristiktik bir karstik oluşumdur.
  • Antalya, Muğla, Kestel, Korkuteli, Suğla, Gembos, Çukurhisar, Elmalı ve Acıpayam ovaları birer polye ovası ve göl ova olup, genişlikleri 10-20 km’ler arasında değişir. Önemli tarım ve yerleşme alanları olan polyeler bilindiği gibi en büyük karstik aşınım şeklidir.

  • Başka bir karstik aşınım şekli olan mağaralara ise ülkemizin neredeyse her bölgesinde rastlanır. Karstik mağaralara özellikle Toroslar’da rastlanır. Antalya’da Damlataş (Alanya), Karain, Dim; Mersin’de Narlıkuyu, Burdur’da İnsuyu ve Tokat’ta Ballıca en ünlü ve turistik mağaralardır.
  • Bu mağaraların birçoğunun içinde de karstik birikim şekilleri olan sarkıt, dikit ve sütun gibi oluşumlar bulunmaktadır.
  • Belki de en güzel karstik birikim şekli olan travertenlere de Denizli Karahayıt Köyü’nde rastlanır. Bu oluşum Pamukkale Travertenleridir. Ayrıca Antalya kentinin üzerinde kurulduğu yerdeki geniş düzlükte, benzer şekilde oluşmuş bir travertendir.
  • Jips karstı şekillerine de, Sivas ve Çankırı çevrelerinde yaygın olarak rastlanır. Buralarda jipsin çözünmesi sonucu oluşan dolinler ve polyeler vardır. Ancak bu şekiller kalkerli arazilerdeki gibi kalıcı olamamaktadır. Çünkü jipsin kalkere göre çözünme ve bozulma hızı çok daha fazladır.

2. Türkiye’de Kıyı Şekilleri

  • Üç tarafı denizlerle çevrili ve bir de iç denize sahip olan Türkiye’de dalga ve akıntılar önemli kıyı aşınım ve birikim şekilleri meydana getirmiştir.
  • Boyuna kıyılara dağların kıyıya paralel uzandığı Karadeniz ve Akdeniz kıyılarında rastlanır.
  • Boyuna kıyıların bulunduğu Karadeniz ve Akdeniz kıyılarında falezler de yaygındır.
  • Dağların kıyıya dik uzandığı Ege kıyılarında ise enine kıyılar meydana gelmiştir.
  • Enine kıyıların olduğu koy ve körfezlerde dalga biriktirmesine bağlı olarak kumsallar ve plajlar yaygındır. Ayrıca Akdeniz kıyılarında kumsallar ve plajlar, Teke ve Taşeli yarımadalarının dik kıyılarının dışında kalan yerleri adeta birer dantel gibi süslemiştir. Bunlar, denize girme süresi uzun olan Akdeniz Bölgesi kıyılarını deniz turizmi açısından avantajlı konuma yükseltmiştir.

  • Kıyı oku, kıyı kordunu ve lagün oluşumlarının görüldüğü; İstanbul’da Büyükçekmece ve Küçükçekmece Iagünleri ile Fethiye’de Dalyan ve Ölüdeniz kıyı kordonları bu yer şekillerine örnektir.
  • Sinop-İnceburun, Aydın-Kuşadası ve Balıkesir-Kapıdağ tomboloları Türkiye’deki tombolo oluşumları açısından en güzel örneklerdir.

3. Türkiye’de Heyelan, Yer Göçmesi ve Kaya Düşmesi

  • Kütle hareketleri olarak adlandırılan heyelan ve toprak kayması; eğim ve yağışlara bağlı olarak en fazla Doğu ve Batı
    Karadeniz’de (Kuzey Anadolu Dağları’nın denize bakan yamaçlarında), Toroslarda, Doğu Anadolu’da ve İç Anadolu’nun doğusunda görülür.
  • Türkiye’de heyelanlar, en fazla kar erimelerinin yaşandığı ilkbahar mevsiminde görülür.
  • Heyelanlar sonucunda Tortum, Sera, Abant, Zinav ve Sülük gibi heyelan set gölleri meydana gelmiştir. Ancak heyelanlar sonucu sık sık önemli can ve mal kayıpları meydana gelmektedir.
  • Türkiye’de kaya düşmeleri ise volkanik arazinin yaygın olduğu Kayseri, Niğde ve Nevşehir’de daha fazla görülür.

1. BÖLÜM: DÜNYA’NIN YAPISI VE OLUŞUM SÜRECİ



] }


Liselere Giriş Sınavı (LGS)
5 Haziran 2022 Pazar

Temel Yeterlilik Sınavı (TYT)
18 Haziran 2022 Cumartesi

Alan Yeterlilik Sınavı (AYT)
19 Haziran 2022 Pazar