Göçlerin nedenleri ve sonuçları konu anlatımı video 10. sınıf coğrafya

Göçlerin nedenleri ve sonuçları konu anlatımı video 10. sınıf coğrafya

Kategoriler: Ders Videoları

Göçlerin Nedenleri ve Sonuçları konu anlatımı video 10. sınıf coğrafya ygs İsabet Akademi

Türkiye’de göçlerin nedenleri ve sonuçları video 10. sınıf Hocalara Geldik

Yeni Dünya’ya Göçler

15. yüzyılda Kristof Kolomb, Macellan, Vasco da Gama (Vösgo de Gama) ve diğer kaşiflerin yaptıkları seyahatlerin sonucunda Amerika ve Okyanusya kıtaları keşfedildi. Keşfedilen bu alanlara Yeni Dünya denilmektedir. 1492’de keşfedilen Amerika Kıtası’na Avrupa Kıtası’ndan ilk göç hareketleri başlamıştır. Daha sonra yeni yerlerin ve doğal zenginliklerin keşfi bu kıtaya olan göçleri yoğunlaştırmıştır. Yeni keşfedilen yerdeki zenginliklere sahip olmak isteyen Avrupa devletlerinden İngiltere ve Fransa, Kuzey Amerika’da; İspanya ve Portekiz de Güney Amerika’da, sömürge devletleri kurmuştur. Ayrıca Avrupalılar, bu kıtaya Afrika’dan çok sayıda insanı köle olarak getirmiştir. Sanayi Devrimi’yle birlikte gelişen teknoloji ve seyahatlerin kolaylaşması, Amerika Kıtası’na olan göçü tekrar hızlandırmıştır (Görsel 2.26). Bu göç hareketinde yaklaşık 65 milyon insanın yer değiştirdiği düşünülmektedir. Böylece dünyada o tarihe kadar kıtalar arasındaki en büyük göç hareketi yaşanmıştır. Okyanusya Kıtası’nda başta İngiltere olmak üzere bazı Avrupalı devletler tarafından sömürge amaçlı koloniler kurulmuştur. Bütün bu göç hareketleri, Amerika ve Okyanusya kıtalarında yeni devletlerin kurulmasına neden olmuştur.

Mübadele Göçleri

Devletler arası yapılan anlaşma gereği ülke vatandaşlarının karşılıklı olarak yer değiştirmesine mübadele göçü denir. Bu göçü diğerlerinden farklı kılan en önemli özellik zorunlu olmasıdır. 1923 yılında Türkiye ile Yunanistan arasında gerçekleştirilen nüfus mübadelesi bu göçlerin en tipik örneğidir. Anlaşma kapsamında Türkiye’den Yunanistan’a yaklaşık 1 200 000 Rum, Yunanistan’dan Türkiye’ye de yaklaşık 450000 Türk göç etmiştir (Görsel 2.27).

İşçi Göçleri

Sanayi Devrimi sürecinde başta İngiltere’ye olmak üzere Avrupa ülkelerindeki sanayi tesislerinde çalışmak amacıyla kırsaldan şehirlere işçi göçleri olmuştur. II. Dünya Savaşı’na katılan Almanya, Fransa, Belçika ve Hollanda gibi ülkeler, sınırları içerisinde ortaya çıkan iş gücü açığını kapatmak ve kalkınmalarına hız vermek amacıyla diğer ülkelerden göç almıştır. Avrupa’nın bazı ülkeleri ile Kuzey Afrika’da yer alan ülkeler ve Türkiye’den çok sayıda insan işçi olarak Avrupa’ya göç etmiştir. Amerika Birleşik Devletleri’ne de diğer kıtalardan işçi göçleri gerçekleşmiştir (Görsel 2.28). Türkiye ile Almanya arasında 1961 yılında İşçi Göçü Antlaşması imzalanmıştır. Daha sonra diğer Avrupa ülkeleriyle de (Hollanda, Fransa, Avusturya) benzer anlaşmalar yapılmıştır. Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar ve Suudi Arabistan gibi petrol zengini ülkeler de son yıllarda dışarıdan çok sayıda işçi almaktadır. Günümüzde benzer şekilde ülkeler arasında işçi göçleri devam etmektedir.

Savaşlar ve Sosyal Olayların Neden Olduğu Göçler

Ülkeler arasındaki savaşlar ve ülke içerisinde yaşanan sosyal ve siyasal çatışmalar, insanların göç etmesine neden olur. Bu göç olayı, hem ülke içinde hem de ülke dışına doğru olabilmektedir. 1951 yılında yürürlüğe giren Birleşmiş Milletler Anlaşması’na göre dili, dini ve ırkı yüzünden bir toplumsal gruba ait olup bu durumdan dolayı ülkesinde dışlanan ya da sahip olduğu siyasi bir görüşten dolayı ülkesinde takip edilme korkusuyla ülke dışına çıkmış olan kimseler mülteci olarak tanımlanmaktadır. Özellikle son dönemde sayıları artan mülteciler, genellikle gelişmiş ülkelere gitmeyi tercih etmektedir. SSCB’nin 1980’lerde Afganistan’a müdahalesiyle şimdiye kadar görülen en büyük mülteci akını yaşanmıştır. Ruanda’da 1994’te meydana gelen iç savaş ise dünyadaki en büyük sığınmacı olaylarından birine sahne olmuştur. Yaklaşık 300 bin kişi başka ülkelere sığınmak zorunda kalmıştır. Geçmişte çeşitli ideolojik düşüncelerin etkisiyle halk üzerinde oluşmuş baskıcı yönetimler; günümüzde de Myanmar, Etiyopya, Somali, Haiti, Sudan vb. birçok yerde varlığını devam ettirmektedir (Görsel 2.29). Ayrıca Suriye’de yaşanan iç savaştan dolayı ülkesini terk etmek zorunda kalan çok sayıda insan, ülkemize ve Suriye’nin çevresindeki ülkelere sığınmıştır.

Beyin Göçü

İyi eğitim almış, nitelikli ve yetenekli insanların başka ülkelere göç etmesi beyin göçü olarak adlandırılır (Görsel 2.30). Beyin göçü, genellikle az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerden gelişmiş ülkelere doğru yapılmaktadır. Gelir düzeyinin düşüklüğü, ekonomik zayıflık, araştırma için ayrılan kaynakların az oluşu, siyasi baskılar, savaşlar vb. faktörler bu göç türünün artmasına neden olmaktadır. Dolayısıyla beyin göçü, genellikle bu olumsuzlukların yaşanmadığı ülkelere doğru gerçekleşmektedir. Son yüzyılda bilimsel ve teknolojik araştırmaların gelişerek daha fazla önem kazanması bu göçü de hızlandırmıştır. Gelişmiş ülkeler içerisinde en fazla beyin göçü; ABD, Kanada, Almanya, İngiltere, Fransa, İsviçre, İsveç, Norveç ve Avustralya’ya doğru olmaktadır. En çok beyin göçü veren yerler ise Hindistan, Pakistan, Çin, Filipinler ve İran’ın yanı sıra Afrika Kıtası’nda bulunan ülkelerin büyük çoğunluğu ile Orta Asya’daki Türk Cumhuriyetleri’dir.



] }


Liselere Giriş Sınavı (LGS)
5 Haziran 2022 Pazar

Temel Yeterlilik Sınavı (TYT)
18 Haziran 2022 Cumartesi

Alan Yeterlilik Sınavı (AYT)
19 Haziran 2022 Pazar