Orta Çağ’da Siyasi Yapılar 9. Sınıf Tarih


Kategoriler: 9. Sınıf Tarih, Orta Çağ'da Dünya, Tarih

Orta Çağ’da Siyasi Yapılar

Mezopotamya, Mısır, Anadolu gibi bölgelerde geniş alanlara hükmeden güçlü siyasi oluşumlar ortaya çıkmıştır. Farklı coğrafyalarda kurulan bu ilk medeniyetlerin siyasi organizasyonlarında benzerlikler ve farklılıklar görülmektedir. Güçlü bir devlet geleneğine sahip olan Sasaniler, Kafkasya, Mezopotamya ve İran’a hükmetmiştir. Sasaniler de krallarını kutsal kabul etmişler fakat Mısır firavunları gibi tanrı-kral anlayışını benimsememişlerdir. Sasanilerde Roma İmparatorluğu’nda olduğu gibi yönetime aristokratlar hâkimdi. Sasanilerdeki danışma meclisi, Roma’daki konsüllerle benzerlik gösterse de Sasanilerin soya bağlı hanedan üyelerinin mecliste etkin olması, Roma’dan farklılık gösteriyordu.

Ayrıca Sasani İmparatorluğu’ndaki siyasi meşruiyet ve idari yapı, dini bir karakter taşımaktaydı. Tarihte siyasi organizasyonlarda yöneten kişilerin liderlik vasıfları da önemlidir. Bu liderlerden biri de Moğol İmparatorluğu’nu kuran Cengiz Han’dır. Türk-Moğol boyları tarafından kağan seçilmiştir.

Boylar hâlinde yaşayan Moğollar, Cengiz Han’dan önce teşkilatsız bir şekilde yaşıyordu. Cengiz Han, Moğol boylarını uzun mücadelelerden sonra bir araya toplamıştır. Cengiz Han, istila hareketleri ile dünyanın en geniş kara imparatorluğunu kurmuştur.

Orta Çağ’da toplumun en geniş kesimini oluşturan çiftçi köylüler, aynı zamanda toplumun en düşük sosyal grubuydu. Köylülerin çoğu soyluların malikânelerinde çalışarak düşük bir yaşam sürüyordu. Malikânelerde yaşayan köylülerin hiçbir hakkı olmayan toprağa bağlı, karın tokluğuna çalışırlardı. Serfler, alınıp satılabilmekteydi. Senyörler, hem toprağın hem de serflerin sahibiydi. Çalışma şartları senyörce tayin edilen serflerin çalıştığı topraktan ayrılması hâlinde senyör onu bulup geri getirme hakkına sahipti.

Roma İmparatorluğu’nun son asırlarında köleliğin statüsü değişti. Romalılar; Anadolu, Balkanlar, Afrika ve Ortadoğu gibi pek çok bölgeyi kaybetmişti. Bu bölgelerden getirdikleri esir ve köle sayısı azaldı. Köylerden şehirlere yapılan göçler nedeniyle kırsal bölgelerden vergiler de azaldı. Bu nedenle çiftlik sahipleri, köleleri toprağa bağlı çiftçiler hâline dönüştürmek zorunda kaldı. Vergi gelirlerini garanti altına
almak isteyen Roma yöneticileri çiftçileri bulundukları topraklara bağlayıcı önlemler aldı. Bu yeni uygulama Orta Çağ boyunca geçerliydi. Roma İmparatorluğu’ndaki bu gelenek, tarımda köle işgücünün yanında serbest çalışan köylüleri de ortaya çıkardı. Bu köylüler çalıştıkları toprağı terk edemezlerdi.

Tarımla uğraşan uygarlıklarda kuraklık, beraberinde kıtlığı getirdiği için sulama önemli bir meseleydi. Kurak bölgelerde üretmek ve bunları depolamak son derece önemliydi. Yağışın yeterli olduğu ve doğal besin kaynaklarının bol olduğu bölgelerde bu durum büyük bir anlam ifade etmezdi. İhtiyaçların karşılanması değiş tokuşu hızlandırdı. Çiftçi, esnaf, tüccar, din adamı, savaşçı gibi yeni sınıflardan oluşan daha büyük topluluklar şehir toplumunun oluşmasını sağladı.

Ortaçağ’da devletler vergilendirmeyi savaş zamanlarında halktan alırlardı. Genellikle emek yoluyla ödeme ve nakdi ödeme yapılırdı. Mısır’da vergiler ve kiralar, tüm ekili topraklardan firavun adına toplanırdı. Mısır’da köylüler de ortakçı olarak vergi vermekle yükümlüydü. Roma tarımdan elde edilen fazla ürünün vergilendirilmesiyle orduyu, bürokrasiyi ve şehirli nüfusu beslerdi.

Toplumsal sınıflaşma, insanlar arasındaki ekonomik ve toplumsal eşitsizliğin görünür hâle gelmesidir. Toplumlar, hiyerarşik bir düzen içerisinde sınıflandırılır. Toplayıcılığa ve avcılığa dayanan ilk toplumlarda tabakalaşma az olmasına rağmen tarımsal üretimin gelişmesiyle zenginliğin artması sonucu sınıflaşmada da artış olmuştur. Kölelik, kast sistemi gibi toplumsal sınıflaşmadan söz edilebilir.

Kast sistemi, bir kişinin toplumsal konumunun belirlendiği toplumsal bir düzendir. Kast sistemi; brahmanlar (din adamları), kşatriyalar (askerler), vaysiyalar (çalışanlar) ve sudralar (işçiler) ve paryalardan (köleler) oluşurdu.



] }

 

Avrupa

  • Orta Çağ'daAvrupa'ya egemen olan Germen kralları, Roma İmparatorluğu'nun eyalet sistemine benzer bir idari yapı kurmuşlardır.
  • Eyaletlerden daha küçük yönetim birimleri kontlar tarafından yönetilmiştir. Her eyaletin kendi ordusu olup bu ordulara komuta etme görevi de bir “dük"e verilmiştir.
  • Germen krallarının uyguladığı idari yapı zamanla feodal sistemi ortaya çıkarmıştır.
  • Krallar, meclislerinde kontlar ve piskoposlara danışarak karar almıştır. Kontlar, imparatorun tebaasını ruhban sınıfına itaate zorlamış, piskoposlar da halkı kontların yerel iktidarına tabi olmaya çağırmıştır.
  • Ruhban ile soylular arasındaki dayanışma feodalizmin ve dogmatizmin Orta Çağ boyunca Avrupa'da egemen olmasını kolaylaştırmıştır.
  • Feodal beyler siyasi varlıklarını korumak ve güvenliği sağlamak için askeri bir güce ihtiyaç duymuşlar bu durum şövalyeliğin ortaya çıkmasına neden olmuştur.

Bilgi: Orta Çağ'da Avrupa'da yaşanan en büyük sorunlardan biri salgın hastalıklardır. Bunların başında da veba gelmiştir. 1347'de Sicilya'da görülen ve 1351 yılına kadar kıtanın büyük bir kısmında etkili olan veba salgını yüzünden Avrupa nüfusunun yarısına yakını ölmüştür. Veba salgını ekonomik, sosyal, siyasi ve kültürel hayatı derinden etkilemiştir. Avrupa'nın demografik (nüfus) yapısının değişmesine yol açmış, halkın güvensizlik ve korku yaşamasına neden olmuştur. Sosyal ilişkileri zayıflatmış, ticareti ve dini uygulamaları durma noktasına getirmiştir.

Bizans İmparatorluğu

  • Bizans İmparatorluğu'nda ekonominin temeli daha çok ticarete dayanmıştır. Çin ve Hindistan'dan gelen ticari ürünlerin Avrupa'ya sevk edilmesi, Bizanslı tüccarlar sayesinde olmuştur.
  • İpek ticareti Bizanslılar ile Sasanileri karşı karşıya getirmiş ve Bizans İmparatorluğu, Sasanilere karşı Türklerle ittifak kurmuştur.
  • Bizans İmparatorluğu gerek yayılmacı siyaseti gerekse bulunduğu coğrafyanın stratejik öneminden dolayı güçlü bir orduya ihtiyaç duymuştur.
  • Bizans ordusunun asıl gücünü, eyalet birlikleri oluşturmuştur. Zamanla ücretli askerler ağırlık kazanmıştır. İngiliz, Frank, Norman, Bulgar, Gürcü, Peçenek, Kıpçak, Uz kökenli ücretli askerler Bizans ordusunda görev almıştır.

Sasani İmparatorluğu

  • Sasani Devleti'nde ekonomi, topraktan alınan vergilere dayanmaktaydı. Toplanan vergilerin önemli bir kısmı ordunun donatılmasına, liman, köprü, konaklama yeri gibi ticarete hız kazandıracak eserlere harcanmıştır.
  • Sasaniler, gelirlerini artırmak için üreticiyi destekleyen yasalar çıkarmışlardır.
  • Hint Okyanusu'nda, Orta Asya'da ve Güney Rusya'da uluslararası ticarete egemen olmuşlardır.
  • Sasaniler, Perslerdeki satraplık sistemine benzeyen ancak daha merkezî bir eyalet sistemi uygulamışlardır.
  • Sasaniler her alanda olduğu gibi askerî sistemde de Persleri örnek alarak güçlü bir ordu kurmuşlar, güçlü süvari birlikleri oluşturmuşlardır. Bu ordu sayesinde İran, Irak ve Anadolu'ya egemen olmuşlardır.
  • Sasanilerde Roma İmparatorluğu'nda olduğu gibi yönetime aristokratlar hâkimdi.
  • Sasanilerdeki danışma meclisi, Roma'daki konsüllerle benzerlik gösterse de Sasanilerin soya bağlı hanedan üyelerinin mecliste etkin olması farklılık gösteriyordu.
  • Sasani İmparatorluğu'ndaki siyasi meşruiyet ve idari yapı, dinî bir karakter taşımaktaydı.

Moğol İmparatorluğu

  • Moğolların yaşadığı İç Asya'da iklim şartları tarım için elverişli değildi. Bu nedenle halkın temel geçim kaynağı hayvancılık olmuştur.
  • Hayvanlar için otlak arayışı Moğolların, konar-göçer yaşam tarzını benimsemelerine neden olmuştur.
  • Moğollar yerleşik topluluklar ile ticarete önem vermişler, özellikle de canlı hayvan ticareti yapmışlardır.
  • Cengiz Han, Harzemşahlar hükümdarı Celaleddin'e "Dünyanın imarı ticaretle olur, onun için aramızdaki ticari münasebetleri geliştirelim." demiştir.
  • Moğollar gönüllü birliklerden oluşan güçlü, düzenli ve disiplinli ordular kurmuşlardır.
  • Moğol ordusu, Hun Hakanı Mete Han'ın geliştirdiği onlu sisteme uygun olarak on, yüz, bin ve on bin şeklinde bölümlere ayrılmıştır. Birliklerin bu şekilde olması ordunun sevk ve idaresinde büyük kolaylıklar sağlamıştır.
  • Moğol ordusu hafif süvari birliklerinden oluştuğu için manevra kabiliyeti yüksek olup hızlı hareket edebilmiştir.
  • Moğol İmparatorluğu'nda kurultay adında bir danışma meclisi vardı.
  • Kurultaydaki görevliler soylu oluşlarına göre değil liyakat esasına göre seçilirdi.

Liselere Giriş Sınavı (LGS)
5 Haziran 2022 Pazar

Temel Yeterlilik Sınavı (TYT)
18 Haziran 2022 Cumartesi

Alan Yeterlilik Sınavı (AYT)
19 Haziran 2022 Pazar