Avrupa’daki Gelişmelerin Osmanlı Devletine Etkileri 11.Sınıf Tarih


Kategoriler: 11. Sınıf Tarih, Tarih

AVRUPA’DAKİ GELİŞMELERİN OSMANLI DEVLETİ’NE ETKİLERİ

Merkantilist anlayışla hareket eden Avrupa devletleri ithalatta (dışarıdan mal alımı) kısıtlamalara giderken özellikle ihracatta (dışarıya mal satımı) artışa önem vermişlerdir. Osmanlı ekonomisinde ise öncelik halkın ihtiyaçlarının karşılanmasıdır. Bu çerçevede ithalata büyük önem verilirken ihracata da kısıtlamalar getirilmiştir. Osmanlı Devleti’nin gelirlerini artırma yolu fethedilen topraklardan gelecek vergilerdir. Osmanlı Devleti’nin bu ekonomik anlayışı Avrupa’nın ekonomik çıkarlarıyla örtüşmüştür. Avrupalı devletler özellikle kapitülasyonlardan (ticari ayrıcalık) yararlanarak mallarını çok rahat bir şekilde Osmanlı pazarlarına sokmuştur. Zamanla Osmanlı ülkesi Avrupa’nın açık pazarı haline gelmiş, Osmanlı ülkesinde yerli üretim durmuş, köyden kente göç süreci başlamış, şehirlerde işsiz nüfus artarak toplumsal huzursuzluklara yol açmıştır.

Coğrafi Keşiflerle fethedilen yeni kıtalardan altın ve gümüş madenlerinin Avrupa’ya aktarılması Avrupa’da refah seviyesini yükseltirken, bu durum zamanla Osmanlı parasının değer kaybetmesine neden olmuştur. Diğer taraftan Osmanlı Devleti’nde Tımar Sistemi’nin uygulandığı bölgelerde enflasyon ortaya çıkmış, devletin hazine gelirlerini artırmak için koyduğu yeni vergileri köylü ödeyememiş ve toprağını terk etmiştir. Köylünün toprağını terk etmesi ile de Tımar Sistemi bozulmuştur.

Tımar Sistemi’yle Osmanlı Devleti hazineye yük olmadan büyük bir orduyu besleyebiliyordu. Ancak sistemin bozulması üzerine devlet ücretli asker (Sekban-Sarıca-Levent) alarak açığını kapatma yoluna gitmiştir. Bu ücretli askerler savaş zamanı işlerini yapıyor ve paralarını alıyorlardı. Ancak barış zamanı işsizdiler. Bu süreçte halktan haraç alıyorlar ve eşkıyalığa kalkışıyorlardı. Özetle Tımar Sistemi’nin bozulması Anadolu’daki huzur ortamının da ortadan kalkmasına neden olmuştur.

XVIII. yüzyılda savaştığımız ya da çatışma durumunda kaldığımız devletlerle aramızda Fransa arabuluculuk yapmıştır. Fransa’nın bu iyi niyetli politikasına karşılık olarak Osmanlı Devleti de 1740 yılında kapitülasyonları sürekli hale getirmiştir. (Kanuni Dönemi’nde yapılan antlaşmada kapitülasyonların süresi hükümdarların ömrü ile sınırlı idi.)

1740 Kapitülasyonları ile Fransa, Osmanlı Ülkesinde tüccarları vasıtasıyla şirketler ve bankalar kurmuştur. Yabancılar tarafından kurulan bu iktisadi kurumlar, ülkenin kalkınmasına yarardan çok zarar vererek yerli sanayinin çökmesine yol açtı; atölyeler, el tezgahları kapandı. Yabancı ürünler Osmanlı pazarlarını istila etti. Bu durum Osmanlı ekonomisini dışa bağımlı hale getirmiştir.

Osmanlı Devleti’nin uzun süren savaşlara girmesi hazineyi iyice yıpratmıştır. Bunun üzerine devlet bir taraftan mevcut vergileri artırmış, diğer taraftan ise vergi toplama usulünde değişikliğe gitmiştir.

Osmanlı Devleti’nde tımar topraklarının dışında kalan bölgelerin vergileri iltizam yoluyla toplanmaktaydı. İltizam; herhangi bir bölgenin vergi toplama hakkının, açık artırma usulüyle ve belirli bir süreliğine mültezim adı verilen kişilere devredilmesidir. Mültezim bölgenin vergilerini devlete peşin öder, sonra da o bölgenin vergilerini kendisi toplardı. Mültezim devlete verdiği paranın daha fazlasını halktan almak istemiş, ağır vergi yükü altında ezilen halk da toprağını terk etmiştir.

XVIII. yüzyıldan itibaren iltizam uygulamasından vazgeçilerek, vergi toplama hakkının yaşam boyu kiralandığı Malikane Sistemi’ne geçilmiştir. Malikane Sistemi’nde belli bir satış bedelini ödeyen kimse hayatı boyunca o bölgenin vergi toplama hakkını elde ediyordu. Zamanla malikane sahipleri başkent İstanbul’da oturdukları için mültezimler aracılığıyla malikanelerini yönetmeye başlamışlardır. Mültezimler malikanelere yakın yerlerde oturan ayanlardı. Bu ayanlar zamanla güçlenerek malikaneleri ele geçirmiş, devlet kademesinde görev alarak bulundukları bölgede otoritelerini artırmışlardır. Devletin otoritesinin zayıflamasıyla âyanlar merkezi idareye karşı çok güçlenmişler, çoğu zaman başına buyruk hareket etmişlerdir. Ayanlar Osmanlı Devleti’nde feodal bir yapının oluşmasına da neden olmuştur.



] }


Liselere Giriş Sınavı (LGS)
5 Haziran 2022 Pazar

Temel Yeterlilik Sınavı (TYT)
18 Haziran 2022 Cumartesi

Alan Yeterlilik Sınavı (AYT)
19 Haziran 2022 Pazar