Kategoriler: 12. Sınıf İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük, 21. Yüzyıl Eşiğinde Türkiye ve Dünya, Tarih

Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET), 1957 yılında altı Batı Avrupa ülkesinin katılımı ile (Fransa, Batı Almanya, İtalya, Belçika, Hollanda, Lüksemburg) imzalanan Roma Antlaşması ile kuruldu. Roma Antlaşması’nın başlıca hedefleri şunlardı;

  • Üye ülkeler arasında ortak bir gümrük birliği kurmak
  • Tarım, ulaştırma, rekabet gibi birçok alanda ortak politikalar oluşturmak
  • Ekonomik ve parasal birliği sağlamak
  • Ortak bir dış politika ve güvenlik sistemi oluşturmak

Avrupa Ekonomik Topluluğunun hedeflerine ulaşmada gösterdiği başarı üye sayısının artmasını sağladı. 1970 başlarında ABD’nin uluslararası ticarette doların değişim aracı olmasını askıya alması parasal birlik gereksinimini açıkça ortaya koydu. 1973 ve 1979 yıllarındaki petrol krizleri üye ülkeler arasındaki dayanışmayı artırdı. AET’ye yeni üyelerin katılımı ve üyeler arasındaki ekonomik farklılık yeni programların uygulanmasını zorunlu hâle getirdi.

Maastricht Kriterleri

Üye ülkeler, Hollanda’nın Maastricht kentinde 7 Şubat 1992 tarihinde Maastricht Antlaşması’nı imzaladılar. Maastricht Antlaşması ile Avrupa Topluluğu, “Avrupa Birliği” adını almıştır. Bu antlaşma ile Ekonomik ve Parasal Birliğin aşamaları ile üye ülkelerin ekonomileri arasındaki farklılıkların giderilmesi için bazı kriterler belirlenmiştir.

Maastricht Antlaşması ile üye ülkelerin;

  • Yıllık enflasyon oranı
  • Kamu açıklarının gayri safi yurtiçi hasılaya oranı
  • Kamu borç stoklarının gayri safi yurt içi hasılaya oranı
  • Fiyat istikrarı ve uzun vadeli faiz oranı
  • Ulusal paraların durumu

konularında kriterler getirilmiştir.

Kopenhag Kriterleri

22 Haziran 1993 tarihinde yapılan Kopenhag Zirvesi’nde, Avrupa Birliğinin genişlemesinin Merkezi Doğu Avrupa ülkelerini kapsaması kabul edildi. Ayrıca adaylık için başvuruda bulunan ülkelerin tam üyeliğe kabul edilmeden önce karşılaması gereken kriterler belirlendi.

Bu kriterlere göre aday ülkeler,

  • Demokrasi ve hukukun üstünlüğü
  • İnsan hakları ve azınlık hakları
  • Serbest piyasa ekonomisi

alanlarında belirli bir seviyeye gelmek zorunda olacaklardı.

Avrupa Birliği (AB) ve Dünya

Avrupa Birliği nüfus, ekonomi, askeri ve siyasi bakımdan büyük bir güç oluşturmasına rağmen Doğu Bloku’nun yıkılmasından sonra ortaya çıkan siyasi boşluğu doldurmada ve uluslararası sorunları çözmede yeteri kadar başarılı olamadı. Bu durumun en önemli nedeni, üye devletlerin farklı siyasi ve ekonomik çıkarlara sahip olmasıdır.

AB üyeleri, Bosna Savaşı’nda arabuluculuk yapmak ve insani yardım göndermek dışında etkin olamamıştır. 2008 Dünya Ekonomik Krizi’nde ortak bir politika belirleyememiş, İsrail’in Gazze’ye saldırısında etkisiz kalmıştır.



] }


Liselere Giriş Sınavı (LGS)
5 Haziran 2022 Pazar

Temel Yeterlilik Sınavı (TYT)
18 Haziran 2022 Cumartesi

Alan Yeterlilik Sınavı (AYT)
19 Haziran 2022 Pazar