Işığın Yansıması Test Çöz 6. Sınıf Fen Bilimleri (Maarif Modeli)
6. Sınıf Fen Bilimleri: Işığın Yansıması Testleri (Maarif Modeli Yeni Müfredat)
6. Sınıf Işığın Yansıması Test 1 Çöz
6. Sınıf Işığın Yansıması Test 2 Çöz
6. Sınıf Işığın Yansıması Test 3 Çöz
6. Sınıf Işığın Yansıması Test 4 Çöz
6. Sınıf Işığın Yansıması Test 5 Çöz
6. Sınıf Işığın Yansıması Test 6 Çöz
6. Sınıf Işığın Yansıması Test 7 Çöz
6. Sınıf Işığın Yansıması Test 8 Çöz
Işığın yansıması, ışık ışınlarının bir yüzeye çarptıktan sonra geldiği ortama geri dönmesidir. Bu olay, çevremizdeki nesneleri görmemizi sağlayan temel fiziksel olaylardan biridir.
Yansıma Nasıl Gerçekleşir?
- Işık, bir yüzeye (örneğin ayna, su yüzeyi, parlak metal) çarptığında, bu yüzeyden geri sıçrar.
- Yüzeye ulaşan ışık ışınına gelen ışın, yüzeyden geri dönen ışık ışınına ise yansıyan ışın denir.
- Yansıma, ışığın doğrusal bir yol izlediğini gösteren önemli bir kanıttır.
Yansıma Türleri
- Düzgün Yansıma: Işık ışınları, pürüzsüz ve parlak yüzeylere (ayna, durgun su) çarptığında belirli bir düzen içinde, aynı açıyla yansır. Bu tür yansımalar net ve belirgin görüntüler oluşturur.
- Dağınık Yansıma: Işık ışınları, pürüzlü ve mat yüzeylere (duvar, kağıt, kumaş) çarptığında farklı yönlere doğru yansır. Bu yüzden bu tür yüzeylerde net bir görüntü oluşmaz, ancak nesnenin kendisini her açıdan görmemizi sağlar.
Günlük Hayatta Işığın Yansıması
- Aynalar: Görüntümüzü görmemizi sağlayan en bilinen yansıma örneklerindendir.
- Su Birikintileri: Etrafımızdaki binaların veya ağaçların su yüzeyindeki yansımasını görebiliriz.
- Parlak Nesneler: Metal kaşık, cam gibi parlak yüzeylerde ışığın yansıdığını kolayca fark ederiz.
- Gözümüz: Gördüğümüz her şey, ışığın nesnelerden yansıyarak gözümüze ulaşması sayesinde gerçekleşir.
Işığın Yansıması Test Çöz 6. Sınıf Fen Bilimleri Çözümlü Örnek Test Soruları
1. soru: Bir öğrenci, odasındaki ışık kaynaklarını ve farklı yüzeyleri gözlemlemektedir. Masa üzerindeki parlak bir aynaya fener tuttuğunda, ışığın tek bir yöne doğru yansıdığını ve duvarda net bir ışık lekesi oluşturduğunu fark eder. Aynı feneri, odanın pürüzlü boyalı duvarına tuttuğunda ise ışığın her yöne dağıldığını ve duvarda belirgin bir leke oluşmadığını gözlemler. Bu gözlemler ışığın yansıması ile ilgili hangi temel kavramları açıklamaktadır?
A) Işık sadece pürüzlü yüzeylerden yansır.
B) Düzgün yüzeylerden yansıyan ışık dağınık, pürüzlü yüzeylerden yansıyan ışık ise düzgündür.
C) Parlak ve düzgün yüzeylerden ışık düzgün yansır; pürüzlü yüzeylerden ise dağınık yansır.
D) Işık her yüzeyden aynı şekilde yansır, yüzeyin özelliği yansımayı etkilemez.
Çözüm: Öğrencinin gözlemleri, ışığın farklı yüzeylerden nasıl yansıdığını açıkça göstermektedir. Parlak ve düzgün bir yüzey olan ayna, ışığı tek bir yöne, belirli bir düzen içinde yansıtır. Bu duruma “düzgün yansıma” denir ve net görüntüler oluşmasını sağlar. Pürüzlü bir yüzey olan boyalı duvar ise ışığı farklı yönlere, düzensiz bir şekilde dağıtır. Bu duruma ise “dağınık yansıma” denir ve net bir görüntü oluşmaz, sadece yüzeyin aydınlanmasını sağlar. Bu nedenle, yüzeyin düzgünlüğü veya pürüzlülüğü, ışığın yansıma şeklini doğrudan etkiler. Doğru cevap C’dir.
2. soru: Elif, bir bilim şenliğinde “Yansıma Deneyleri” köşesini ziyaret ediyor. Burada kendisine verilen bir lazer işaretleyici ile farklı malzemelere ışık tutması isteniyor. Deney masasında; cilalı bir ahşap masa yüzeyi, buruşturulmuş alüminyum folyo, durgun su dolu bir kap ve mat bir karton parçası bulunuyor. Elif, bu malzemelere lazer ışığını sırasıyla tuttuğunda, hangi iki malzemenin ışığı benzer şekilde yansıtacağını ve bu yansıma türünün özelliklerini düşünmelidir?
A) Cilalı ahşap masa ve buruşturulmuş alüminyum folyo, çünkü ikisi de ışığı dağınık yansıtır.
B) Durgun su ve mat karton, çünkü ikisi de ışığı düzgün yansıtır.
C) Cilalı ahşap masa ve durgun su, çünkü ikisi de ışığı düzgün yansıtır ve net görüntü oluşturabilir.
D) Buruşturulmuş alüminyum folyo ve mat karton, çünkü ikisi de ışığı düzgün yansıtır ve parlak görünür.
Çözüm: Işığın yansıması, yüzeyin yapısına göre değişir. Düzgün ve parlak yüzeyler (ayna, durgun su, cilalı ahşap gibi) ışığı belirli bir düzen içinde, tek bir yöne yansıtır. Bu duruma düzgün yansıma denir ve bu tür yüzeylerde net görüntüler oluşabilir. Pürüzlü ve mat yüzeyler (buruşturulmuş alüminyum folyo, mat karton, duvar gibi) ise ışığı farklı yönlere, düzensiz bir şekilde dağıtır. Bu duruma dağınık yansıma denir ve bu tür yüzeylerde net görüntü oluşmaz, sadece yüzeyin aydınlanması sağlanır. Verilen malzemelerden cilalı ahşap masa ve durgun su, düzgün yüzeylere örnek olup ışığı düzgün yansıtır. Doğru cevap C’dir.
3. soru: Bir çocuk, karanlık bir odada duran oyuncak ayısını görememektedir. Annesi odaya girdiğinde ışığı açar ve çocuk oyuncak ayısını hemen fark eder. Bu durum, günlük hayatta nesneleri görmemizin temel prensibini açıklamaktadır. Buna göre, bir nesneyi görebilmemiz için ışığın bu nesneyle nasıl bir etkileşimde bulunması gerekmektedir?
A) Nesnenin kendi ışık kaynağı olması ve doğrudan gözümüze ışık göndermesi gerekir.
B) Işığın nesne tarafından tamamen emilmesi ve hiçbir ışığın gözümüze ulaşmaması gerekir.
C) Işığın nesneye çarparak yansıması ve yansıyan ışığın gözümüze ulaşması gerekir.
D) Nesnenin saydam olması ve ışığı doğrudan içinden geçirmesi gerekir.
Çözüm: Karanlık bir odada nesneleri göremememizin nedeni, onlardan gözümüze ışık gelmemesidir. Işık açıldığında, ışık kaynaklarından çıkan ışınlar oyuncak ayıya çarpar. Oyuncak ayı, üzerine düşen ışığın bir kısmını emse de, bir kısmını da farklı yönlere yansıtır. Bu yansıyan ışınlardan gözümüze ulaşanlar sayesinde oyuncak ayıyı görebiliriz. Kendi ışık kaynağı olmayan (yani ışık yayan) nesneleri görmemizin temel prensibi, üzerlerine düşen ışığı yansıtmaları ve bu yansıyan ışığın gözümüze ulaşmasıdır. Doğru cevap C’dir.
4. soru: Ayşe, fen laboratuvarında bir deney yapmaktadır. Düz bir aynanın önüne bir lazer ışını gönderir. Lazer ışını aynaya çarptıktan sonra belirli bir açıyla yansır. Ayşe, aynaya gelen ışın ile aynanın yüzeyine dik olarak çizilen hayali çizgi (normal) arasındaki açıyı (gelme açısı) ölçtüğünde 30 derece olduğunu görür. Yansıma kanunlarına göre, bu durumda yansıyan ışın ile normal arasındaki açı (yansıma açısı) kaç derece olmalıdır?
A) 15 derece
B) 30 derece
C) 60 derece
D) 90 derece
Çözüm: Yansıma kanunlarına göre, bir ışın düz bir yüzeye çarptığında, gelen ışının normalle yaptığı açıya “gelme açısı”, yansıyan ışının normalle yaptığı açıya ise “yansıma açısı” denir. Bu kanunlardan en önemlisi, “gelme açısı, yansıma açısına eşittir” ilkesidir. Soruda gelme açısı 30 derece olarak verildiğine göre, yansıma açısı da 30 derece olmalıdır. Doğru cevap B’dir.
5. soru: Bir ressam, tablolarını sergileyeceği galeri duvarlarını boyarken, ışığı çok fazla yansıtmayan mat bir boya kullanmayı tercih ederken, evinin banyosuna ayna taktırır. Ressamın bu iki farklı durumda farklı özelliklere sahip yüzeyleri tercih etmesinin temel nedeni aşağıdakilerden hangisidir?
A) Mat boya daha dayanıklıdır, ayna ise daha kolay kırılır.
B) Mat boya, ışığı dağınık yansıtarak göz kamaşmasını önler ve tabloların daha net görünmesini sağlarken, ayna ışığı düzgün yansıtarak net görüntü oluşturur.
C) Mat boya daha ucuzdur, ayna ise daha pahalıdır.
D) Mat boya sadece ışığı emer, ayna ise sadece ışığı yansıtır.
Çözüm: Ressamın tercihleri, ışığın yansıma türleriyle ilgilidir. Galeri duvarlarında mat boya kullanmasının nedeni, mat yüzeylerin ışığı dağınık yansıtmasıdır. Dağınık yansıma, ışığın her yöne dağılmasını sağlayarak göz kamaşmasını önler ve tabloların üzerindeki renklerin daha doğal ve net görünmesine yardımcı olur. Banyoya ayna takmasının nedeni ise, aynaların düzgün ve parlak yüzeyler olmasıdır. Düzgün yansıma, ışığı belirli bir düzen içinde yansıtarak net ve gerçeğe yakın görüntüler oluşturur. Bu sayede kişi aynada kendi görüntüsünü görebilir. Doğru cevap B’dir.
6. soru: Günlük hayatımızda ışığın yansıması birçok farklı alanda karşımıza çıkar. Aşağıdaki durumlardan hangisi, ışığın yansıması prensibiyle açıklanamaz?
A) Güneşli bir günde, durgun bir göl yüzeyinde dağların görüntüsünü net bir şekilde görmek.
B) Karanlık bir odada, el feneriyle bir nesneyi aydınlattığımızda o nesneyi görebilmek.
C) Bir aynaya baktığımızda kendi görüntümüzü görmek.
D) Bir cam bardağın içindeki suyu görmemize rağmen, bardağın arkasındaki nesneleri bulanık görmek.
Çözüm: A) Durgun bir göl yüzeyi düzgün bir yüzey gibi davranır ve dağların görüntüsünü düzgün yansıma yoluyla net bir şekilde görmemizi sağlar. Bu, yansıma ile açıklanır.
B) Karanlıkta bir nesneyi el feneriyle aydınlattığımızda, ışık nesneye çarpar ve yansıyarak gözümüze ulaşır, bu sayede nesneyi görürüz. Bu da yansıma ile açıklanır.
C) Aynalar, ışığı düzgün yansıtarak net görüntüler oluşturur. Kendi görüntümüzü aynada görmemiz yansıma prensibine dayanır.
D) Bir cam bardağın içindeki suyu görmemize rağmen, bardağın arkasındaki nesneleri bulanık görmemiz veya yerlerinin farklı görünmesi ışığın kırılması (refraksiyon) olayıyla ilgilidir. Işık, farklı yoğunluktaki ortamlardan (hava-cam-su) geçerken yön değiştirir. Bu durum yansıma değil, kırılmadır. Doğru cevap D’dir.
7. soru: Deniz kenarında yürüyüş yapan bir gözlemci, öğle saatlerinde parlayan denizin yüzeyine baktığında gözlerinin kamaştığını hissederken, hemen yanındaki kumlu plaja baktığında böyle bir etkiyle karşılaşmaz. Akşam vakti, sakinleşmiş denizin yüzeyine baktığında ise ayın net bir yansımasını görür. Bu gözlemler, ışığın farklı yüzeylerden yansıması hakkında hangi çıkarımları yapmamızı sağlar?
A) Sadece pürüzlü yüzeyler ışığı yansıtır, düzgün yüzeyler ışığı tamamen emer.
B) Yüzeyin pürüzlülüğü ışığın yansıma şeklini etkilemez, her zaman aynıdır.
C) Düzgün yüzeyler (sakin deniz gibi) ışığı düzgün yansıtır ve net görüntüler oluştururken, pürüzlü yüzeyler (kumlu plaj gibi) ışığı dağınık yansıtır.
D) Işık sadece parlak yüzeylerden yansır, mat yüzeylerden yansımaz.
Çözüm: Gözlemcinin deneyimi, ışığın yansıması ve yüzeyin yapısı arasındaki ilişkiyi açıkça ortaya koymaktadır. Öğle saatlerinde denizin parlaması ve göz kamaştırması, güneş ışınlarının dalgalı deniz yüzeyinden dağınık bir şekilde yansıması ve bu yansıyan ışınların gözümüze ulaşmasıyla ilgilidir. Ancak akşam vakti sakinleşen deniz yüzeyi daha düzgün bir ayna gibi davranır ve ayın net bir görüntüsünü düzgün yansıma yoluyla oluşturur. Kumlu plaj ise her zaman pürüzlü bir yüzey olduğu için ışığı dağınık yansıtır ve net bir görüntü oluşturmaz, sadece aydınlanır. Bu durum, düzgün yüzeylerin ışığı düzgün yansıtarak net görüntüler oluşturduğunu, pürüzlü yüzeylerin ise ışığı dağınık yansıtarak net görüntü oluşturmadığını gösterir. Doğru cevap C’dir.