Kuvayi Milliye Hareketi ve Cemiyetler Test Çöz 8. Sınıf Lgs İnkılap Tarihi
Bu bölümde, 8. sınıf LGS İnkılap Tarihi dersinin önemli konularından Kuvâ-yi Milliye Hareketi’ni ve işgal döneminde kurulan cemiyetleri detaylıca inceleyeceğiz. Mondros Ateşkes Antlaşması sonrası Anadolu’da ortaya çıkan direniş ruhunu anlamak ve LGS’ye yönelik muhakeme yeteneğinizi geliştirmek için hazırladığımız kısa ders notu ve yeni nesil, hikayeli test sorularıyla bilginizi pekiştireceksiniz.
8. Sınıf Lgs İnkılap Tarihi: Kuvayi Milliye Hareketi ve Cemiyetler Testleri
-
8. Sınıf Lgs Kuvayi Milliye Hareketi ve Cemiyetler Test 1 Çöz
-
8. Sınıf Lgs Kuvayi Milliye Hareketi ve Cemiyetler Test 2 Çöz
-
8. Sınıf Lgs Kuvayi Milliye Hareketi ve Cemiyetler Test 3 Çöz
-
8. Sınıf Lgs Kuvayi Milliye Hareketi ve Cemiyetler Test 4 Çöz
Mondros Ateşkes Antlaşması’nın imzalanmasıyla Osmanlı Devleti’nin fiilen sona ermesi ve ardından İtilaf Devletleri’nin Anadolu’yu işgale başlaması, Türk milletini büyük bir çaresizliğe itti. İstanbul Hükümeti’nin işgaller karşısında etkisiz kalması ve hatta işbirlikçi bir tutum sergilemesi, halkın kendi kaderini tayin etme zorunluluğunu ortaya çıkardı. İşte bu ortamda, Türk milletinin vatanını ve bağımsızlığını koruma içgüdüsüyle ortaya çıkan ilk direniş hareketi Kuvâ-yi Milliye oldu.
Kuvâ-yi Milliye:
- Ortaya Çıkışı: İşgallere ve İstanbul Hükümeti’nin acizliğine tepki olarak halk tarafından oluşturulan, düzensiz ve bölgesel direniş örgütleridir.
- Özellikleri: Vatanseverlik duygusuyla hareket eden gönüllü birliklerdir. Bölgelerini koruma amacı taşırlar. Düzenli bir ordu yapısına sahip değillerdir. İhtiyaçlarını halktan karşılarlar.
- Faydaları: İşgalleri yavaşlatarak, TBMM’nin kurulması ve düzenli ordunun oluşturulması için zaman kazandırmışlardır. Halkın Milli Mücadele’ye olan inancını ve direniş ruhunu canlı tutmuşlardır. Düzenli orduya zemin hazırlamışlardır.
- Zararlı Yönleri: Disiplinsiz olmaları, ihtiyaçlarını zorla karşılamaları, bazı durumlarda halka zarar vermeleri ve büyük işgalci güçlere karşı tek başına yetersiz kalmaları nedeniyle daha sonra düzenli orduya dönüştürülmeleri zorunluluğu doğmuştur.
Cemiyetler: İşgal döneminde halk arasında farklı amaçlarla cemiyetler kurulmuştur. Bunları başlıca iki grupta inceleyebiliriz:
1. Milli Varlığa Yararlı Cemiyetler (Milli Cemiyetler):
- Amaçları: Mondros Ateşkes Antlaşması sonrası yapılan işgalleri protesto etmek, Türk bağımsızlığını ve toprak bütünlüğünü savunmaktır. Ulusal bilinç oluşturmayı hedeflemişlerdir.
- Özellikleri: Genellikle bölgesel kurulmuşlardır ancak Sivas Kongresi’nde Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti adı altında birleşmişlerdir. Silahlı direnişi desteklemişlerdir.
- Örnekler: Reddi İlhak Cemiyeti (İzmir ve çevresi), Kilikyalılar Cemiyeti (Adana ve çevresi), Trakya-Paşaeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti (Trakya), Doğu Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti (Erzurum ve çevresi), Trabzon Muhafaza-i Hukuk Cemiyeti (Trabzon ve çevresi).
2. Milli Varlığa Zararlı Cemiyetler:
- Amaçları: Bağımsızlık yerine, yabancı devletlerin manda ve himayesini istemek ya da azınlıkların toprak taleplerini desteklemektir. Ulusal birliği bozmayı hedeflemişlerdir.
- Azınlıkların Kurduğu Cemiyetler: Amaçları, Osmanlı topraklarında kendi devletlerini kurmaktır.
- Örnekler: Mavri Mira Cemiyeti (Pontus Rum ve Megali İdea), Etnik-i Eterya Cemiyeti, Pontus Rum Cemiyeti (Karadeniz’de Rum devleti), Hınçak ve Taşnak Cemiyetleri (Doğu’da Ermeni devleti).
- Türklerin Kurduğu Cemiyetler (Saltanat Yanlısı veya Manda-Himaye İsteyenler):
- Örnekler: Teali-i İslam Cemiyeti (Hilafet ve saltanatı destekler), İngiliz Muhipleri Cemiyeti (İngiliz mandası ister), Wilson Prensipleri Cemiyeti (Amerikan mandası ister), Sulh ve Selamet-i Osmaniye Fırkası (Saltanatın devamı ve barış yanlısı).
Kuvâ-yi Milliye Hareketi ve Cemiyetler Çözümlü Örnek Test Soruları
- Mondros Ateşkes Antlaşması’nın imzalanmasının ardından Anadolu’nun çeşitli bölgelerinde işgaller başladı. İşgallere karşı İstanbul Hükümeti’nin etkisiz kalması ve düzenli ordunun terhis edilmesi, halkın kendi başının çaresine bakmasına yol açtı. Özellikle Batı Anadolu’da Yunan işgaline karşı, Güney Cephesi’nde Fransızlara karşı yerel halk, elindeki kısıtlı imkanlarla silahlı direniş birlikleri kurmaya başladı. Bu birlikler, vatanseverlik ruhuyla hareket ediyor, bulundukları bölgeyi savunmaya çalışıyorlardı.Bu parçada bahsedilen direniş hareketinin temel özelliği aşağıdakilerden hangisidir?
A) Merkezi bir komuta yapısına sahip olması B) Yabancı devletlerden düzenli silah yardımı alması C) Bölgesel ve düzensiz halk direnişi olması D) Sadece işgalci devletlere karşı değil, İstanbul Hükümeti’ne karşı da savaşması
Doğru Cevap: C Çözüm: Parçada “yerel halk… silahlı direniş birlikleri kurmaya başladı” ve “bulundukları bölgeyi savunmaya çalışıyorlardı” ifadeleri, bu hareketin bölgesel ve düzensiz halk direnişi olduğunu göstermektedir.
- Kuvâ-yi Milliye birlikleri, başlangıçta işgalleri yavaşlatma ve halkın direniş ruhunu canlı tutma açısından büyük faydalar sağlamıştır. Ancak zamanla bazı sorunlar ortaya çıkmaya başladı. Bu sorunlar arasında, ihtiyaçlarını zorla karşılama, disiplinsizlik ve büyük işgalci güçlere karşı tek başına yetersiz kalma gibi durumlar vardı. Özellikle düzenli ordunun kurulma süreci hızlandığında, Kuvâ-yi Milliye’nin bu eksiklikleri daha net görüldü.Kuvâ-yi Milliye birliklerinin yukarıda bahsedilen olumsuz yönleri, aşağıdakilerden hangisinin gerekliliğini ortaya koymuştur?
A) İşgalci güçlerle uzlaşma yoluna gidilmesi B) İstanbul Hükümeti’nin yetkilerinin artırılması C) Düzenli ve disiplinli bir ulusal ordunun kurulması D) Yabancı devletlerden manda veya himaye talep edilmesi
Doğru Cevap: C Çözüm: Disiplinsizlik, ihtiyaçlarını zorla karşılama ve yetersizlik, Kuvâ-yi Milliye’nin eksiklikleridir. Bu eksiklikler, işgallere karşı daha etkin ve merkezi bir mücadele için düzenli ve disiplinli bir orduya duyulan ihtiyacı ortaya çıkarmıştır.
- Mondros Ateşkes Antlaşması sonrası Anadolu’da kurulan cemiyetler, farklı amaçlar taşıyordu. Bazı cemiyetler, Anadolu’nun işgaline karşı Türk milletinin bağımsızlığını ve toprak bütünlüğünü savunmayı amaçlarken, bazıları ise işgalcilerle işbirliği yaparak veya yabancı devletlerin himayesi altına girmeyi düşünerek farklı yollar izlemişlerdir. Bir tarihçi bu durumu, “Türk milletinin içinde bulunduğu çaresizliğin, farklı çözüm arayışlarına yol açması” olarak açıklamıştır.Bu açıklamaya göre, cemiyetlerin farklılaşmasındaki temel etken aşağıdakilerden hangisidir?
A) Kurtuluş için izlenecek yol konusundaki görüş ayrılıkları B) Cemiyet liderlerinin kişisel hırsları C) Cemiyetlerin kurulduğu bölgelerin ekonomik farklılıkları D) Yabancı devletlerin cemiyetlere yaptığı doğrudan yardımlar
Doğru Cevap: A Çözüm: Parçada “farklı amaçlar taşıyordu” ve “farklı çözüm arayışlarına yol açması” ifadeleri, cemiyetlerin farklılaşmasındaki temel etkenin kurtuluş için izlenecek yol konusundaki görüş ayrılıkları olduğunu gösterir.
- Milli Varlığa Yararlı Cemiyetler, Mondros Ateşkes Antlaşması’nın ardından başlayan işgallere karşı Anadolu’nun çeşitli bölgelerinde kurulmuştur. Örneğin, İzmir’in işgaline karşı Reddi İlhak Cemiyeti, Adana ve çevresini savunmak için Kilikyalılar Cemiyeti, Doğu Anadolu’da Ermeni tehdidine karşı Doğu Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti gibi örgütler faaliyete geçmiştir. Bu cemiyetler, genellikle yayın organları aracılığıyla halkı bilgilendirmiş ve işgallere karşı direniş çağrısı yapmıştır.Milli Varlığa Yararlı Cemiyetlerin ortak özelliği ve amacı hakkında aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A) Hepsi hilafet ve saltanatın devamını savunmuştur. B) Yabancı devletlerin himayesini istemişlerdir. C) Ulusal bağımsızlığı ve toprak bütünlüğünü savunmuşlardır. D) Bölgeler arası ayrımcılığı körüklemişlerdir.
Doğru Cevap: C Çözüm: Milli Varlığa Yararlı Cemiyetler, adından da anlaşılacağı üzere vatanın bağımsızlığını ve toprak bütünlüğünü koruma amacı güderler. Parçadaki örnekler de bunu desteklemektedir.
- Mondros Ateşkes Antlaşması sonrası kurulan bazı cemiyetler, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesine zarar veren bir tutum sergilediler. Örneğin, İngiliz Muhipleri Cemiyeti İngiliz mandasını savunurken, Wilson Prensipleri Cemiyeti Amerikan mandasını istiyordu. Teali-i İslam Cemiyeti ise hilafet ve saltanatın mutlak egemenliğini savunarak ulusal egemenlik fikrine karşı çıkıyordu. Bu cemiyetlerin ortak özelliği, Anadolu’daki milli direnişin önüne geçmek ve dış güçlerin himayesini sağlamaktı.Bu cemiyetlerin ortak hedefi, Milli Mücadele açısından aşağıdakilerden hangisiydi?
A) Halkın birlik ve beraberliğini sağlamak B) Tam bağımsızlık fikrini güçlendirmek C) Ulusal egemenlik ilkesine karşı çıkmak D) Bölgesel kalkınmayı hızlandırmak
Doğru Cevap: C Çözüm: İngiliz mandası, Amerikan mandası veya hilafet-saltanat yanlılığı gibi tutumlar, halkın kendi egemenliğini kurma (ulusal egemenlik) fikrine ters düşmektedir. Bu nedenle ortak hedefleri ulusal egemenlik ilkesine karşı çıkmaktır.
- Azınlıkların kurduğu cemiyetler, Birinci Dünya Savaşı’nın sonu ve Mondros Ateşkes Antlaşması’nın getirdiği ortamdan faydalanarak faaliyetlerini hızlandırdılar. Mavri Mira Cemiyeti, Etnik-i Eterya ve Pontus Rum Cemiyeti gibi örgütler, Megali İdea (Büyük Fikir) adı altında eski Bizans İmparatorluğu’nu yeniden kurma hayaliyle çalışırken, Hınçak ve Taşnak Cemiyetleri ise Doğu Anadolu’da bağımsız bir Ermeni devleti kurmayı hedefliyordu. Bu cemiyetler, işgalci güçlerle işbirliği yaparak kendi toprak taleplerini gerçekleştirmeye çalıştılar.Azınlık cemiyetlerinin temel amacı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Osmanlı Devleti’nin toprak bütünlüğünü korumak B) Türklerle barış içinde yaşamak C) Osmanlı toprakları üzerinde kendi devletlerini kurmak D) Milli Mücadele’ye destek olmak
Doğru Cevap: C Çözüm: Mavri Mira ve Pontus Rum Cemiyetlerinin “Megali İdea”, Hınçak ve Taşnak Cemiyetlerinin ise “bağımsız bir Ermeni devleti kurma” amacı, azınlık cemiyetlerinin temel hedefinin Osmanlı toprakları üzerinde kendi devletlerini kurmak olduğunu gösterir.
- Kuvâ-yi Milliye birlikleri, ilk başta işgallere karşı halkın cansiperane direnişinin sembolü olmuştu. Ancak düzenli ordu kurulmaya başlandığında, Kuvâ-yi Milliye’nin bazı komutanları bu dönüşüme direndiler. Özellikle Çerkez Ethem ve Demirci Mehmet Efe gibi bazı Kuvâ-yi Milliye liderleri, düzenli orduya katılmak istemediler ve zaman zaman Ankara Hükümeti’ne karşı bile hareket ettiler. Bu durum, TBMM’nin otoritesini sağlamlaştırması ve düzenli orduya geçişi hızlandırması gerekliliğini ortaya koydu.Kuvâ-yi Milliye’nin düzenli orduya dönüşmesindeki temel zorluklardan biri aşağıdakilerden hangisidir?
A) Kuvâ-yi Milliye liderlerinin siyasi emelleri B) Halkın Kuvâ-yi Milliye’ye desteğini çekmesi C) Kuvâ-yi Milliye’nin disiplinsiz yapısı ve merkezi otoriteye uymaması D) Düzenli ordunun yetersiz askeri teçhizatı
Doğru Cevap: C Çözüm: Parçada “disiplinsizlik” ve “düzenli orduya katılmak istemediler ve zaman zaman Ankara Hükümeti’ne karşı bile hareket ettiler” ifadeleri, Kuvâ-yi Milliye’nin merkezi otoriteye uymayan ve disiplinsiz yapısının dönüşümdeki temel zorluk olduğunu göstermektedir.
- Milli Mücadele’nin ilk adımlarında, Milli Varlığa Yararlı Cemiyetler önemli roller üstlendi. Bu cemiyetler, işgaller karşısında halkı bilinçlendirmek, protesto mitingleri düzenlemek ve silahlı direnişi örgütlemek gibi faaliyetler yürüttüler. Ancak bu cemiyetler, genellikle bölgeseldi ve tek merkezden yönetilmiyorlardı. Sivas Kongresi’nde, bu cemiyetlerin “Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti” adı altında birleştirilmesi kararı alındı. Bu birleşme, Milli Mücadele’ye daha güçlü ve tek sesli bir yapı kazandırmayı amaçlıyordu.Milli Varlığa Yararlı Cemiyetlerin Sivas Kongresi’nde birleştirilmesinin temel amacı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Cemiyetler arasındaki rekabeti artırmak B) Bölgesel farklılıkları vurgulamak C) Milli Mücadele’yi daha merkezi ve örgütlü hale getirmek D) İşgalci güçlerle uzlaşma sağlamak
Doğru Cevap: C Çözüm: Cemiyetlerin “genellikle bölgesel” olması ve “tek merkezden yönetilmemesi” gibi sorunlara çözüm olarak “birleştirilmesi”, Milli Mücadele’yi daha merkezi ve örgütlü hale getirme amacını taşımaktadır.
- Mondros Ateşkes Antlaşması sonrası kurulan zararlı cemiyetlerden biri olan İngiliz Muhipleri Cemiyeti, adından da anlaşıldığı gibi İngiliz yanlısı bir tutum sergilemekteydi. Bu cemiyetin üyeleri arasında, Osmanlı Hanedanı’nın bazı üyeleri ve dönemin bazı aydınları da bulunmaktaydı. Cemiyet, Osmanlı Devleti’nin İngiltere’nin mandası altına girmesi durumunda kurtulabileceğini savunuyordu. Bu düşünce, tam bağımsızlık fikrinin tamamen zıttıydı ve Milli Mücadele’nin ruhuna aykırıydı.İngiliz Muhipleri Cemiyeti’nin savunduğu düşüncenin temelinde yatan anlayış aşağıdakilerden hangisidir?
A) Ulusal egemenlik B) Tam bağımsızlık C) Manda ve himaye D) Kuvvetler ayrılığı
Doğru Cevap: C Çözüm: Cemiyetin “İngiliz mandası”nı savunması, tam bağımsızlığa karşı “manda ve himaye” anlayışını benimsediğini açıkça gösterir.
- Pontus Rum Cemiyeti ve Mavri Mira Cemiyeti gibi azınlık cemiyetleri, Birinci Dünya Savaşı’nın sonunda, Osmanlı Devleti’nin dağılma sürecine girmesiyle birlikte toprak taleplerini dile getirmeye başladılar. Bu cemiyetler, özellikle tarihi iddialara dayanarak Karadeniz’de bir Pontus Rum Devleti veya eski Bizans İmparatorluğu’nu canlandırma (Megali İdea) hayallerini gerçekleştirmeye çalıştılar. Bu hedefleri doğrultusunda, işgalci devletlerle işbirliği yapmaktan çekinmediler ve bölgedeki Türk nüfusuna karşı zaman zaman baskı ve saldırı eylemlerinde bulundular.Azınlık cemiyetlerinin faaliyetleri, Milli Mücadele’yi aşağıdaki yönlerden hangisiyle olumsuz etkilemiştir?
A) Milli cemiyetlerin kurulmasını teşvik etmiştir. B) Uluslararası kamuoyunda Türkiye lehine algı yaratmıştır. C) Anadolu’da iç karışıklık ve güvenlik sorunları yaratmıştır. D) Milli Mücadele’nin ekonomik kaynaklarını güçlendirmiştir.
Doğru Cevap: C Çözüm: Azınlık cemiyetlerinin “kendi toprak taleplerini dile getirmesi”, “işgalci devletlerle işbirliği yapması” ve “Türk nüfusuna karşı baskı ve saldırı eylemleri”nde bulunması, Anadolu’da iç karışıklık ve güvenlik sorunları yaratarak Milli Mücadele’yi olumsuz etkilemiştir.