Millî İradeye Darbeler
Türkiye’de 27 Mayıs 1960, 12 Mart 1971, 12 Eylül 1980 askeri darbelerinden sonra da demokrasiye karşı hukuk dışı müdahaleler yapılmıştır. 28 Şubat 1997, 27 Nisan 2007 ve 15 Temmuz 2016 tarihlerinde yapılan askeri darbeler Türk demokrasisinin gelişimine zarar vermiştir.
28 Şubat Darbesi
Dönemin başbakanı ve Refah Partisi lideri Necmettin Erbakan’ın,
Başbakanlık resmi konutunda kamuoyunda tartışılan bir iftar yemeği vermesi,
G-7’ye karşılık İslam ülkeleriyle yakınlaşıldığını gösteren G-8’ler grubunu kurma projesi,
Sincan Belediye başkanının Filistin dayanışma gecesi düzenleme ve sergilenen tiyatronun içeriğinden rahatsız olunması gibi gelişmeler Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Cevik Bir’in “demokrasiye balans ayarı yaptık” ifadesine neden olan 20 tank ve 15 zırhlı aracın Sincan’da sokaklara inmesiyle süreç başlamıştır.
28 Şubat 1997 de “İrtica” gündemi ile toplanan Millî Güvenlik Kurulu dönemin başkanı Necmettin Erbakan ve Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller hükümetini istifaya zorlamış ve ilk kez Türkiye’de “Postmodern Darbe” yaşanmıştır.
28 Şubat Kararları
8 yıllık kesintisiz eğitim tüm yurtta uygulanmalıdır.
Kur’an kursları MEB’in sorumluluğu ve kontrolünde olmalıdır.
Tarikatların faaliyetlerine son verilmelidir. 677 sayılı kanunla Tekke ve Zaviyelerin açılması yasaklanmıştır. Bu kanunun uygulanması için ilgililer uyarılmalıdır.
Aşırı dinci kesimlerin kamu kurum ve kuruluşları, özellikle üniversite, eğitim kurumları, bürokrasi ve yargı kuruluşlarına sızması önlenmelidir.
Kıyafet Kanunu’na aykırı uygulamalar önlenmelidir.
Kurban derileri kanunda belirtilen kuruluşlarca toplanmalıdır.
Yargıtay Başsavcısı Vural Savaş, iktidardaki Refah Partisi hakkında, “Laik cumhuriyet ilkesine aykırı eylemlerin odağı olduğu” iddiasıyla kapatma davası açmıştır. Dava 16 Ocak 1998’de sonuçlanmış ve Refah Partisi kapatılmıştır. Necmettin Erbakan ve parti yöneticilerine 5 yıl siyaset yasağı getirilmiştir. Refah Partisinin kapatılma gerekçesi olarak parti görevlilerinin laiklik karşıtı eylemlerde bulunduğu gösterilmiştir.
27 Nisan E-Muhtırası
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in görev süresinin dolması üzerine gündeme gelen Cumhurbaşkanlığı seçiminde 2002 den beri iktidarda olan Adalet ve Kalkınma Partisi adayı Abdullah Gül’ün seçilmesi sürecinde Eski Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu’nun “Cumhurbaşkanlığı seçimi için Mecliste 367 milletvekili olma” şartını gündeme getirmesiyle Genelkurmay Başkanlığının sitesinde saat 23:17 de yapılan bildiriyle gündeme gelen durumdur.
E-Muhtıra olarak bilinen bu gelişme ile Türk Silahlı Kuvvetleri, laiklik konusundaki hassasiyetini ve kutlu doğum haftası faaliyetleri sırasında ortaya çıkan başörtülü kızların görüntülerinden duyduğu rahatsızlığı “Dini duyguların istismar edildiği” ve “Devletin temel değerlerini aşındırmak için bitmez tükenmez çaba içinde olan bir kısım çevrelerin” hususi gayretlerinin önlenmesini önemsemiştir. Yaşanan gelişmelerin “Sözde değil, özde rejime bağlılık” ilkesiyle ancak Cumhurbaşkanlığı seçiminin gerçekleşeceğine yer verilmiştir.
15 Temmuz Hain Darbe Girişimi ve Milletin Zaferi
Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ/PDY) olarak bilinen demokrasiye ve millî iradeye karşı başlatılan darbe girişimi yaklaşık 22 saat süren bir mücadele ile bertaraf edilmiştir.
Darbe girişimi Boğaziçi Köprüsü’nün ve Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nün bir grup asker tarafından trafiğe kapatılmasıyla başlamış, Ankara Gölbaşı’ndaki Polis Özel Harekat Merkezine ve TBMM’ye yönelik saldırılarla büyük can kayıplarına neden olmuştur.
Genelkurmay Başkanı Org. Hulusi Akar’ı rehin alan darbeciler Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Marmaris’te kaldığı otele saldırı planlamışlardır.
Özel Kuvvetlerde Astsubay olan Ömer Halis Demir’in darbeci orgeneral Semih Terzi’yi vurarak öldürmesiyle darbecilerin planları bozulmuştur.
FETÖ Darbe girişimi ile 251 vatandaşımız şehit düşmüş ve 2196 vatandaş yaralanmıştır.
Darbeciler ve onları destekleyenlerle etkin mücadele için TBMM, hükümete anayasa gereği Olağanüstü Hal (OHAL) uygulama yetkisi vermiş ve Türkiye’de OHAL uygulaması başlamıştır. Sadece darbeye karışanlar değil TSK başta olmak üzere tüm kamu kuruluşlarına sızmış bulunan FETÖ mensupları ve FETÖ yapılanmasında yer alanlar için yargı süreci başlatılmıştır.
