🎓 7. Sınıf Atatürk ve Demokrasi Test 4 - Ders Notu ve İpuçları
Merhaba sevgili 7. sınıf öğrencileri! 👋 Bu ders notu, "Atatürk ve Demokrasi" ünitesindeki temel kavramları ve önemli tarihi gelişmeleri pekiştirmeniz için hazırlandı. Test sorularınızı çözerken veya sınava hazırlanırken size rehberlik edecek kapsamlı bir özet niteliğindedir. Hazırsanız, Türkiye Cumhuriyeti'nin demokratikleşme yolculuğuna birlikte göz atalım! 🚀
1. Demokrasi ve Milli Egemenlik: Temel Kavramlar ✨
- Demokrasi Nedir? Yönetimin halkın elinde olduğu, halkın kendi kendini yönettiği yönetim şeklidir. Halk, yöneticilerini seçer ve bu yöneticiler halk adına kararlar alır.
- Milli Egemenlik Nedir? Yönetme yetkisinin kayıtsız şartsız millete ait olmasıdır. Yani, ülkenin kaderiyle ilgili kararları milletin kendisi veya seçtiği temsilcileri alır. Bu, demokrasinin en temel ilkesidir.
- Atatürk'ün Demokrasi Anlayışı: Atatürk, Türk milletinin karakterine en uygun yönetim şeklinin cumhuriyet ve demokrasi olduğuna inanmıştır. Milli Mücadele'den itibaren bu fikri aşama aşama hayata geçirmek için çalışmıştır.
- Temsili Demokrasi: Halkın, kendisini yönetecek kişileri (milletvekilleri gibi) seçimle belirlemesi ve bu temsilciler aracılığıyla yönetime katılmasıdır. Türkiye Cumhuriyeti'nde uygulanan demokrasi türüdür.
- ⚠️ Dikkat: Milli egemenlik, tek bir kişinin veya bir grubun değil, tüm milletin iradesinin yönetimde etkili olması demektir. Saltanat veya tek adam yönetimi, milli egemenlik ilkesine ters düşer.
2. Milli Mücadele Döneminde Demokrasi Adımları 🇹🇷
- Amasya Genelgesi (Haziran 1919): "Milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır" maddesiyle milli egemenliğe ilk vurgu yapılmıştır. Sivas Kongresi'ne katılacak delegelerin halk tarafından seçilmesi istenerek temsili demokrasiye yönelik ilk adım atılmıştır.
- Erzurum Kongresi (Temmuz-Ağustos 1919): Bölgesel olmasına rağmen tüm yurdu ilgilendiren kararlar alınmış, millet iradesine vurgu yapılmıştır. Kongre sonunda, alınan kararları uygulamak ve milli mücadeleyi yönetmek amacıyla Temsil Heyeti kurulmuştur. Temsil Heyeti'nin üyelerinin seçimle belirlenmesi, demokratik bir uygulamadır.
- Sivas Kongresi (Eylül 1919): Milli bir kongre olarak toplanmış, Temsil Heyeti'nin yetkileri genişletilmiş ve tüm yurdu temsil eder hale gelmiştir.
- Büyük Millet Meclisi'nin Açılışı (23 Nisan 1920): İstanbul'un işgal edilip Osmanlı Mebusan Meclisi'nin kapatılması üzerine, Ankara'da yeni bir milli meclis açılmıştır. Bu meclis, milletin iradesini temsil eden en üst kurum olmuştur.
- İlk TBMM'nin Çalışma İlkeleri:
- Hükümet kurmak zorunludur.
- TBMM'nin üstünde hiçbir güç yoktur. (Bu madde, ulusal egemenliğin ve meclisin üstünlüğünün en net ifadesidir.)
- Yasama ve yürütme yetkileri meclise aittir. (Bu durum, olağanüstü koşullarda hızlı karar almayı gerektiren "Güçler Birliği" ilkesidir. Normal bir demokraside güçler ayrılığı esastır.)
- Saltanatın Kaldırılması (1 Kasım 1922): Milli egemenliğin önündeki en büyük engel olan saltanatın kaldırılmasıyla, yönetimdeki tek kişi egemenliği sona ermiş ve millet egemenliğine dayalı devlet yolunda önemli bir adım atılmıştır.
3. Cumhuriyet Döneminde Demokrasinin Gelişimi 📈
- Cumhuriyetin İlanı (29 Ekim 1923): Türk milletinin karakterine ve geleneklerine en uygun yönetim şekli olan cumhuriyet, resmen ilan edilmiştir. Bu, milli egemenliğin en net ifadesidir.
- Halifeliğin Kaldırılması (3 Mart 1924): Laik devlet ilkesinin önemli bir adımıdır. Yönetimde dinin etkisini azaltarak, akıl ve bilime dayalı bir yönetim anlayışının önünü açmıştır.
- 1921 ve 1924 Anayasaları: Türkiye Cumhuriyeti'nin temel hukuk kurallarını belirlemiş, milli egemenlik ve demokratik hakları güvence altına almıştır.
- Çok Partili Hayata Geçiş Denemeleri:
- Halk Fırkası (Cumhuriyet Halk Partisi - 1923): Cumhuriyetin ilk ve kurucu partisidir.
- Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası (1924): Cumhuriyet döneminin ilk muhalefet partisidir. Demokrasinin temel ilkelerinden olan çoğulculuk (farklı görüşlerin temsil edilmesi) ilkesini hayata geçirme amacı taşımıştır. Ancak bir süre sonra kapatılmıştır.
- Serbest Cumhuriyet Fırkası (1930): Atatürk'ün isteğiyle kurulan ikinci muhalefet partisidir. Yine çoğulculuk ilkesini pekiştirmeyi amaçlamıştır, ancak çeşitli nedenlerle kendi kendini feshetmiştir.
- Demokrat Parti (1946): II. Dünya Savaşı sonrası dönemde kurulan ve Türkiye'de çok partili siyasi hayata geçişi sağlayan partidir. 1946 seçimleriyle birlikte Türkiye, gerçek anlamda çok partili hayata adım atmıştır.
- 💡 İpucu: Çok partili hayata geçiş, farklı fikirlerin ve görüşlerin yönetimde temsil edilmesini, yani çoğulculuğu sağlar. Bu da demokrasinin önemli bir ilkesidir.
4. Kadın Hakları ve Eşitlik Yolunda Adımlar 👩⚖️🗳️
- Medeni Kanun (17 Şubat 1926): Kadınlara evlenme, boşanma, miras ve meslek seçimi gibi konularda erkeklerle eşit haklar tanımıştır. Bu, kadınların sosyal ve ekonomik hayatta eşitliğini sağlamıştır.
- Kadınlara Siyasi Haklar Tanınması:
- 1930: Belediye seçimlerine katılma hakkı.
- 1933: Muhtar seçme ve seçilme hakkı.
- 1934: Milletvekili seçme ve seçilme hakkı.
- Bu hakların tanınması, demokrasinin katılım, eşitlik ve milli egemenlik ilkelerinin güçlenmesine büyük katkı sağlamıştır. Kadınların da siyasi hayata katılmasıyla milli irade daha geniş bir kitleyi temsil etmeye başlamıştır.
- 💡 İpucu: Kadınlara siyasi hakların verilmesi, sadece kadın-erkek eşitliğini değil, aynı zamanda demokrasinin temel prensiplerinden olan katılımı ve milli egemenliği de güçlendirir. Çünkü daha fazla kişi ülkenin yönetimine dair söz sahibi olur.
5. Demokrasinin Temel İlkeleri ve Uygulamaları ⚖️
- Katılım: Halkın seçimler aracılığıyla veya farklı yollarla yönetim süreçlerine dahil olmasıdır. Oy kullanmak, siyasi partilere üye olmak birer katılım örneğidir.
- Eşitlik: Tüm vatandaşların kanun önünde ve haklar konusunda eşit olmasıdır. Cinsiyet, din, dil, ırk ayrımı yapılmaksızın herkesin aynı haklara sahip olmasıdır.
- Özgürlük: Bireylerin başkalarının haklarına zarar vermeden istediklerini yapabilme, düşünebilme ve ifade edebilme hakkıdır.
- Hukukun Üstünlüğü: Yönetimin ve tüm vatandaşların hukuka uygun hareket etmesi, hiç kimsenin kanunların üstünde olmamasıdır.
- Çoğulculuk: Toplumdaki farklı görüşlerin, inançların ve yaşam tarzlarının yönetimde temsil edilmesidir. Çok partili hayat, çoğulculuğun bir göstergesidir.
- Güçler Ayrılığı: Yasama (kanun yapma), Yürütme (kanunları uygulama) ve Yargı (adalet dağıtma) yetkilerinin farklı kurumlara ait olmasıdır. Bu, gücün tek elde toplanmasını engelleyerek denge ve denetim sağlar. İlk TBMM'de güçler birliği ilkesi benimsenmiş olsa da, cumhuriyetin ilerleyen dönemlerinde güçler ayrılığına geçilmiştir.
Bu ders notları, Atatürk ve Demokrasi ünitesindeki ana konuları tekrar etmenize yardımcı olacaktır. Unutmayın, bu konular sadece test soruları için değil, aynı zamanda bilinçli bir vatandaş olmak için de çok önemlidir. Başarılar dilerim! 💪