Aşağıdaki adımlar, sorunun çözümünü açıklamaktadır:

• Hadiste, sahabeler müflisi "parası ve eşyası olmayan kişi" olarak tanımlamış, ancak Hz. Muhammed gerçek müflisin ahirette kul hakkı nedeniyle sevaplarını kaybedip başkalarının günahlarını yüklenen kişi olduğunu belirtmiştir.
• A seçeneği ("Kul hakkı yiyenin iyiliklerinin sevapları hakkını yediği kişilere geçebilir.") hadiste açıkça ifade edilmektedir: "Hesap gününde hakkına girdiği kimselere onun iyiliklerinden alınıp dağıtılır."
• B seçeneği ("Kul hakkı yiyen, hakkını yediği kişilerin günahlarını yüklenebilir.") hadiste açıkça belirtilmektedir: "Eğer yaptığı iyilikleri kötülüklerinin cezasını karşılamaya yetmezse hak sahiplerinin günahlarından alınarak onun üzerine yüklenir."
• C seçeneği ("Gerçek müflis Allah'ın huzurunda mahcup olacak kişidir.") hadisin genel anlamından ve gerçek müflisin ahiretteki durumundan (sevaplarının gitmesi, günah yüklenmesi, cehenneme atılması) çıkarılabilecek bir sonuçtur.
• D seçeneği ("Gerçek müflis, işyerini batırıp iflas edendir.") ise hadiste Hz. Muhammed'in reddettiği, dünyevi müflis tanımıdır. Hz. Muhammed, gerçek müflisin dünyevi iflas eden değil, ahirette iflas eden kişi olduğunu vurgulamıştır. Bu nedenle bu ifade hadise göre söylenemez.
• Doğru Seçenek D'dır.